Diþ ve Çene Cerrahisi

Diþ ve Çene Cerrahisi : Çocuklarda oldukça sýk karþýlaþýlan aðýz hastalýklarý genellikle ciddi belirtiler vermese de bazen beslenmeyi çok zorlaþtýran sorunlar yaratabilir. Temizlik kurallarýna uymak, aðýz saðlýðý konusunda dikkatli ve özenli olmak bu tür hastalýklarýn önlenmesinde en etkili yoldur.

PAMUKÇUK

Pamukçuk hastalýðýnýn etkeni, bilimsel adý Candida albicans olan ve aðýz boþluðunda insana zarar vermeden bulunabilen mikroskopik bir mantar türüdür. Çeþitli hastalýklarýn ortaya çýkmasý, yetersiz beslenme, uzun süre antibiyotik kullanma gibi vücut direncini azaltan etkenler bu mantan hastalýk yapýcý hale getirir. Vücut direnci azalýnca geliþmek için uygun bir ortam bulan mantar hýzla koloniler oluþturarak çoðalýr. Bu koloniler dil ve yanaðýn iç yüzeyi gibi aðzýn büyük bir bölümünü kaplayabilir. Kýzarmýþ aðýziçi mukozasý üstünde mercimek büyüklüðünde beyaz alanlar pamukçuðun tipik lezyonlanný oluþturur. Lezyonlar özellikle baþlangýç evresinde seyrek ve küçük olduðundan, geliþen bu mantar kolonileri beslenme sonrasýnda dil kenarlarý ve diþetlerinde kalmýþ süt kesmikleriyle karýþtýrýlabilir. Ama pamukçuk odaklan temizlenmeye çalýþýlýrsa aðýz mukozasýna sýkýca yapýþtýklan ve bulunduklan yerlerden aynlmadýklan görülür. Pamukçuk lezyonlan aðrýlý deðildir. Aðýziçiyle sýnýrlý kalan bir enfeksiyon aðýr sorunlara yol açmadan geçebilir. Ama bazen mukoza þiþliði ve kolonilerin geniþlemesi hafif bir aðnya yol açar. Bu aðrý özellikle bebek meme emerken dil ve yanaklarýn memeye yaslanarak baský altýnda kalmasý sonucu artar. Aðrý duyan bebek aðlar ve çoðu zaman meme almayý istemez. Bu dolaylý etki bebeðin daha az beslenmesine, genel durumunun daha da bozulmasýna ve mantarlann geliþmesine uygun bir ortam hazýrlayarak lezyonlann yaygýnlaþmasýna neden olur. Hastalýðýn giderek aðýrlaþan sonuçlanný engellemek için hemen tedaviye geçilmeli ve lezyonlann yaygýnlaþmasý engellenmelidir.

• Tedavi -
Pamukçuk tedavisinde doðrudan mantar kolonilerini, yani beyaz alanlan kaldýrmaya yönelik giriþimden kaçýnýlmasý gerekir. Çünkü bu tür giriþimler mantan uzaklaþtýrmaya yaramaz. Geride kalan üzeri soyulmuþ kýrmýzý ve aðnlý yüzey mantarýn daha kolay geliþebileceði bir ortam oluþturur. Sütçocuðunun aðzý mukozayý örselemeyecek biçimde günde birkaç kez ve en iyisi beslenmeden sonra mikrop öldürücü çözeltilerle temizlenmelidir. Kullanýlabilecek çözeltiler arasýnda metilen mavisi ve borik asitin gliserindeki yüzde l'lik çözeltisi sayýlabilir. Bu tedaviye mantar öldürücü bir ilaç da eklenmelidir. Bu tip ilaçlar günümüzde pamukçuða karþý yaygýn biçimde kullanýlmaktadýr. Bunlar hap biçiminde alýnabileceði gibi doðrudan hasta mukoza üzerine de uygulanabilir. Pamukçuðun tedavisi oldukça basittir ve geç kalmadan baþlatýlan tedavi hýzla etkisini gösterir. Tersi durumlarda lezyonlar geniþler; yutak, solunum yollarý ve sindirim sistemini de içerebilecek ölçüde yaygýnlaþýr. Tedavisi çok kolay olan pamukçuðun aðýr ve tehlikeli durumlar yaratmasýna fýrsat tanýmak gerçekten çok büyük bir hatadýr.

STOMATÝT

Stomatit, yani aðýziçi iltihabý her yaþtaki çocukta ortaya çýkabilir ve genellikle kendi baþýma deðil, baþka bir hastalýða eþlik eden bir bulgu olarak görülür. Akut enfeksiyon hastalýktan ve uzun süren antibiyotik tedavisinin ardýndan; bazen de sorunlu diþ çýkarmaya, pamukçukta olduðu gibi vücut direncinin zayýflamasýna ve vitaminlerin yeterince alýnmadýðý kötü beslenmeye baðlý olarak ortaya çýkar.
• Aðýz nezlesi -
Daha çok bakýmsýz çocuklarda ya da aðýz temizliði yaparken mukozayý örseleyecek ölçüde aþýnya kaçýldýðý durumlarda görülür. Aðýz mukozasý yaygýn biçimde iltihaplanmýþ, kýzarmýþ, þiþmiþ ve aðnlýdýr. Bebeðin vücut sýcaklýðýnda biraz yükselme görülebilir. Belirgin bir genel belirti bulunmasa bile, bebek aðnyan aðzýndan ötürü huzursuzdur ve yemek yemek istemez. Belirtiler özgül bir tedaviye gerek kalmadan, iki üç gün içinde kaybolabilir. Aðzý gargarayla temizlemek hem aðnyý azaltmasý, hem de ikincil enfeksiyonlan engellemesi bakýmýndan yararlý olabilir.

• Uçuklu stomatit -
Ender görülen bu tip aðýziçi iltihabý topluiðne baþý büyüklüðünde veziküller (içi sývý dolu kesecik) oluþturur. Bu veziküller damak ve yanak mukozasýnda üzüm salkýmýný andýran kümeler oluþturmaya eðilimlidir. Lezyonun çevresindeki mukoza biraz kýrmýzýlaþabilir. Diþetleri genellikle bu hastalýktan etkilenmez. Lezyon yutak duvarýna da ender durumlarda yayýlýr. Hastalýða baðlý olarak vücut ýsýsý biraz yükselir.

• Aftlý stomatit -
Bulaþýcý bir hastalýktýr. Aile içinde, yakýn iliþkide bulunulan arkadaþlar arasýnda kolayca yayýlýr. Etken uçuk virüsüne çok benzeyen bir virüstür. Baþka akut enfeksiyonlara baðlý olarak virüsün etkinlik kazanmasýna oldukça sýk rastlanýr. Ateþ genellikle yüksektir. Bazen mukoza döküntüleri baþlamadan önce ortaya çýkabilir. Genel durum belirgin biçimde bozulmuþtur. Huzursuz olan bebek aðýziçinde artan aðrýyla birlikte beslenmeye karþý koyar. Bazen beyinle ilgili belirtiler de bu hastalýk tablosuna eþlik edebilir. Taný açýsýndan aðýz mukozasmda hafif kabartýlý ve bazen kýrmýzýmsý bir alanla çevrelenmiþ beyaz-sarýmsý plaklarýn görülmesi Çok önemlidir. Hastalýk, adýnýn çaðrýþtýrdýðý anlamdan farklý olarak, vezikülle deðil, epitelin yüzey katmanlarýndan fibrinli sývý sýzmasýyla kendini belli eder. Hastalýk genellikle aðýz boþluðunun ön bölgelerini, dudaklarý, dili, yanak mukozasýný, yumuþak damak ve ender durumlarda bademcikleri etkiler. Çoðu kez aftlar aðýz çevresi derisine de yayýlýr. Aftlý stomatit salya artýþýna neden olur. Aðýz mukozasýndaki bu özgül belirtilerin yaný sýra mukoza ve özellikle diþetlerinde yaygýn iltihaplanma da görülür. Bu geliþmeyle birlikte mukoza þiþmiþ ve yumuþamýþtýr. Diþetleri diþten ayrýlabilir ya da þiþerek diþlerin serbest kenarlarýný örtebilir. En ufak dokunmayla bile kanamaortaya çýkabildiðinden dudaklar üzerinde yara kabuklan bulunabilir. Bu kabuklanma da gerçek iltihaplanma durumunu gizler. Ayrýca birleþen aftlý alanlar tanýyý güçleþtirebilir. Diþeti mukozasýnýn hastalýktan aðýr biçimde etkilenmesi difteriyle ayýrýcý tamda önem taþýr. Çünkü aðýz difterisi ender durumlarda diþetinden baþlayarak geliþir. Suçiçeðine benzer döküntüler sýk sýk yumuþak damakta da ortaya çýkarak aftlý stomatite benzer bir hastalýk tablosuna yol açar. Ayýrýcý tanýda önem taþýyan suçiçeði, ancak derinin dikkatli bir biçimde incelenmesiyle dýþta tutulabilir.

Ýkincil enfeksiyonlarýn ortaya çýkmasý ise ülserlerin oluþmasýna neden olur. Aftlý stomatiti olan bebeðin beslenmesi büyük ölçüde zorlaþtýðýndan, bu sorunun öncelikle çözülmesi gerekir. Bebeðe kolay çiðnenen ya da çiðnemeye gerek býrakmayan ýlýk muhallebi ya da benzeri sütlü tatlýlar verilmelidir. Bu yiyecekler yüksek besleyici özellikleriyle bebeðin yeterli miktarda kalori almasýný saðlar. Aðýziçi iltihabýnýn genellikle altý ya da yedinci günlere denk düþen iyileþme döneminde bebekler artýk bisküvi gibi katý besinleri de alabilecek duruma gelirler. Antiseptik ya da Lugol çözeltileriyle tedavi birçok hekimin uyguladýðýbir yöntemdir. Ama kendiliðinden geçen aftlý stomatitin bu tedaviyle daha hýzlý bir biçimde iyileþtiði söylenemez. Tedavinin gargaralar ve papatya çayýyla sýnýrlý tutulmasý daha doðrudur. Bebek çok küçükse, ucuna iðne takýlmamýþ bir plastik enjektöre bu sývýlar çekilerek aðýziçi temizliði yapýlabilir. Önceden belirtildiði gibi aftlý stomatit bulaþýcý bir hastalýktýr. Bu nedenle hastanýn baþka çocuklarla temasý engellenmeli, genel temizlik kurallarýna aþýrýözen gösterilmeli, bebeðin çamaþýrlan kaynatýlarak mikroplardan arýndýrýlmalýdýr. Hafif antiseptik olarak, yutulduðunda bile sorun yaratmayacak ölçüde seyreltilmiþ oksijenli su kullanýlabilir. Bu su lastik bir boruyla aðýziçine püskürtülebilir. Boru her kullanýmdan önce mutlaka mikroplardan anndrnlmalýdýr.

• Ülserli stomatit -
Stomatitin bu tipi çoðu zaman çürük diþte ya da diþleri saran diþetinde baþlar. Bu bölgede diþeti þiþmiþ ve grimsi bir renk almýþtýr. Daha sonra üzeri sarýmsý gri bir katmanla örtülü derin ülserler ortaya çýkar. Diþ önce yuvasý içinde sallanmaya baþlar ve sonra da düþer. Ülser oluþumu yakýn bölgelere, dil ve yanak mukozasýna yayýlma eðilimi gösterir. Oluþan yaygýn doku ölümüne baðlý olarak nefes kötü kokar. Çok aðrýlý olan bu lezyonlar bebeðin beslenmesini son derece güçleþtirir. Bölgesel lenf bezleri þiþmiþtir. Ateþ yükselirse hastanýn genel durumu da bozulur. Diþ çürümesine yol açan mikroplar çevre dokulara geçmeden diþle sýnýrlý kalabilir. Ama bazý koþullar çürük etkenlerini yaygýnlaþtýrarak ülserli stomatite yol açar. Gerçekten uzun süre kötü ya da yanlýþ beslenme bu hastalýðýn ortaya çýkmasýnda belirleyici bir rol oynamaktadýr. Yapýlan araþtýrmalar C ve A vitaminlerinin eksikliði sonucu ülserli stomatitin daha kolay geliþtiðini ortaya koymuþtur. Belirleyici öbür etkenler arasýnda kýzamýk gibi aðýr seyreden enfeksiyon hastalýklan sayýlabilir. Ayýncý tamda cýva zehirlenmesine baðlý stomatit ve iskorbüt hastalýðý önem taþýr. Basit diþeti iltihaplanyla sýnýrlý kalacak diþ çürükleri bu gibi durumlarda aðýz mukozasmda ülserli lezyonlara neden olabilir. Doku ölümü lösemiye (kan kanseri) ya da agranülositoz (kanda alyuvarlann büyük bir bölümünü oluþturan granülositlerin bulunmamasý, dolayýsýyla kiþinin enfeksiyonlara karþý savunmasýz kalmasý) gibi hastalýklara baðlý olarak geliþebilir. Tedavide bol miktarda meyve suyu, kaymak ve beyazpeynirden oluþan uygun bir beslenme düzeni korunmalýdýr. C vitamini damar içine de verilebilir (100- 200 mg askorbik asit). Gargara seyreltilmiþ oksijenli su ya da çok seyreltilmiþ potasyum permanganat içeren çözeltiler kullanýlarak hazýrlanabilir.

Dudak kenarý çatlaklarý
Dudak kenan çatlaklarýnýn tedavisinde bu oluþumlara yol açan etkenlerin belirlenmesi ve bunlarýn giderilmesi hedeflenir. Bu etkenler arasýnda dudak ýsýrmasý, temizlik maddelerine baðlý örselenme, kurumuþ dudaklann soðuk ve kuru havayla karþýlaþmasý ve genel ateþli hastalýklar sayýlabilir. Hafif lezyonlar için vazelin ve benzeri pomatlann sýk sýk sürülmesi yeterlidir. Daha derin çatlaklar için antibiyotikli pomatlar kullanýlmalýdýr.

Dil lezyonlarý
Aðýziçi hastalýklanndan söz ederken dilde oluþan lezyonlara da deðinmek gerekir. Genel hastalýklar sýrasýnda dilde bazý deðiþikliklerin görüldüðü yaygýn biçimde bilinen bir gerçektir. Baðýrsak hastalýklan
baþta olmak üzere birçok hastalýk sýrasýnda dil "paslý" görülür. Ama bazý lezyonlar doðrudan dili ilgilendirir ve yalnýzca bu organla sýnýrlý kalýr. Örneðin halk arasýnda "kurbaðacýk" denen durumda dilin alt yüzünü aðýz tabanýna baðlayan bað kýsadýr ve dilin hareketlerini, özellikle de yukan kaldýnlmasýnýönemli ölçüde engeller. Bebek meme ememez ve konuþma çaðýna geldiðinde dil hareketleri kýsýtlý olduðundan sözcükleri tam olarak çýkaramaz.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp