Wuchereria Bancrofti Nedir?

Wuchereria Bancrofti Nedir? : Eş adlar : Filaría bancrofti, Filaría nocturna, Filaria sanguinis hominis.Özellikle lenf sisteminde yerleşerek hastalık etkeni olan Wuchereria bancrofti, tropikal ülkelerde, 40° kuzey ve 30° güney enlemleri arasında rastlanan bir nematoddur. Yurdumuzda da varlığı bilinmektedir.Morfoloji ve evrimDişi birey, 8 cm boyunda ve 0,2 mm enindedir. 3 cm kadar boyunda ve 0,1 mm eninde olan helmintin erişkin erkeğinin arka ucu kıvrıl- mıştır; birisi 0,6 mm ve diğeri bunun yarısı uzunluğunda iki spikül taşır. Anüsün ön ve arkasında papillalar mevcuttur. Krem renginde, vücut yüzeyi düz olan Wuchereria bancrofti’nin baş kısmında iç içe iki halka halinde papillalar sıralanmıştır. İnsandan gece alınan kan örneklerinde incelenebilen ve mikrofilarya adı verilen 250 X 10^ büyüklüğündeki kurtçuk şekillerinin etrafında, kuyruğun uç kısmında daha geniş olan, bir örtü vardır.

Vücutlarındaki nükleuslar arka uçda bunların bulunmadığı bir kısım kalacak şekilde sıralanmışlardır. Kurtçukların vücudunda çıkartı deliği, çıkartı hücresi, sinir halkası, anüs ve genital hücreler adı verilen hücreler yer alır.Yegâne son konak olan insanın lenf bezlerinde ve lenf yollarında erkek ve dişinin birleşmesi sonucunda meydana gelen ve insanın kanında geceleri bulunan mikrofilaryalar, savılan 70 i bulan belirli sivrisinek türleri tarafından sindirim yolundan alınacak olursa gelişmeye devam ederler. Bunlar Culex, Aedes, Anopheles ve Manşonla cinslerinden sivrisineklerdir. Ara konak olan sivrisineğin barsağında kurtçuğun vücudunu kaplayan örtü kaybolur. Bundan sonra kurtçuk hemosölden geçerek göğüs kaslarına yerleşir ve burada gelişmeye devam eder, önce boyu kısalır ve vücudu bir sosis şeklini alır, çeşitli organları meydana gelir

Kuyruğa benzer bir uzantısı vardır. Sonra boyu uzamaya başlar. Bu gelişme sırasında bir çoğalma bahis konusu değildir. İki defa gömlek değiştiren kurtçuk, sivrisineğin baş bölgesine doğru ilerler ve vücuduna girdikten 15-20 gün kadar sonra gelişmiş olarak hortumunda yer alır. Sivrisinek sağlam bir insanı soktuğu zaman etkin hareketlerle derideki sokma yerinden giren bulaştırıcı kurtçuklar lenf yollarınageçerler; buralarda ve lenf düğümlerinde gelişerek erişkin erkek ve dişi bireyleri meydana getirirler.

Patogenez ve klinik belirtiler

Wuchereria bancrofti’nin lenf yollarında yerleşmesi sonucunda yabancı cisim etkisine bağlı patolojik değişmeler ortaya çıkar. Bunlar özellikle kronik devrede belirlidirler. Lenf akımında tıkanma olur, dolayısıyla lenf düğümleri büyür. Hastalık kronik hal aldığında, eozinofiller, lenfositler ve makrofajlardan yapılı bir granülasyon dokusu oluşur. Bunun sonucunda, özellikle 30 yaşından yukarı olanlarda ayaklarda, bazen skrotumda, nadiren vulva, göğüs ya da kollarda ağır şekilbozukluklarına sebep olabilen elefantiyaz meydana gelir. Böyle durumlarda skrotum çok fazla büyüyebilir ve ağırlığı 20 kiloya kadar varabilir (elephantiasis tropica, elephantiasis fila- rica).

Lenf damarları şişebilir ve bazen yırtılır; bunun sonucunda şilüri, silosel, şilotoraks görülebilir. Epididimit, funikülit ve orşit meydana gelebilir. Hastalığın akut devresinde lenfaniit ve lenfadenit olduğu zaman, düzgün olmayan bir ateş ve lökositoz vardır. Hasta baş, sırt ve kas ağrılarından, yorgunluk ve halsizlikten yakınır. Her nöbette hastalıklı bölge daha fazla genişler. Ayrıca ağrıların yanında, ölen helmintlerin metabolizma ürünlerine bağlı olarak deride kızarmalar, eozinofili gibi aşırı duyarlık belirtileri de bulunur. Deri kuru ve kılsız olur, fil derisine benzetilir. Bütün bu belirtilerle özellik gösteren klinik tabloya filariasis (filaryaz) adı verilir. Kronik olan bu hastalık ender olarak ölümle sonlanır. Genellikle hastanın işine engel olmaksızın yıllarca sürebilir. Bazı vakalar sessiz seyredebilir; sadece adenopati saptanır. Hastalıkta kuluçka dönemi ortalama bir yıl kadardır, 10 yıla varabilir.

Tanı

Röntgen filimlerinde dokulardaki kireçleşmiş helmintler görülebilir. Biyopsi ile çıkarılan lenf düğümlerinde helmint aranabilir. Kesin tanı için, parmak ucu veya kulak memesinden geceyarısına doğru ahnan bir damla kan lam-lamel arasında mikroskop altında incelenir. Yoğunlaştırma yönteminde, heparin ile alınmış 4 cm3 kana 4 cm3 °lc 2 lik saponin ilâve edildikten sonra hemolizi izleyerek 10 dakika 2000 devirli santrifüjde çevrilir ve çökelekten inceleme yapılır. Şilüri bulunduğunda idrar çökeleğinde mikrofilaryalar aranır. Kurtçuğun örtüsü ancak boyalı preparas- yonlarda görülebilir.

Giemsa boyası ile geç boyamada örtü boyanmaz veya çok soluk pembe renk alır. Daha iyi bir görünüm elde etmek için Mayer’in haemalun boyasının uygulanması gerekir. Kılıflı olan mikrofilar- yada başın uç kısmındaki çekirdeklerin bulunmadığı bölgenin eni ve boyu aynıdır. Kuyruk ucunda da çekirdeksiz kısım vardır. Olumsuz sonuç alındığında ksenodiagnoz yapılabilir; bunun için hastadan ara konak olan sivrisineklerin kan emmesi sağlanır ve bunların midelerinden kan alınıp mikrofilaryalar aranır. Özel şekilde hazırlanmış filarya antijenleri ve hasta serumuyla kompleman birleşmesi ve presipi- tasyon deneyleri yapıldığı gibi özel antijenlerin deri içine şırıngasıyla al- lerjik tanı denenebilir. Bu deney, diğer filariasis vakalarında da pozitif sonuçlanır.

Tedavi

Dietilkarbamazin ile tedavi uygulanır. İlaç, maksimal doz günde vücut ağırlığının kilogramı başına 2 mg olmak üzere, üç hafta süreyle ağız yolundan verilir. Bazı vakalarda tedavi başlangıcında klinik tablo ağırlaşır. Birlikte kortizon kullanılmasını öneren yazarlar da vardır. Bakterilerle olan ikincil enfeksiyonlar uygun antibiyotik seçilerek tedavi edilir.

Epidemiyoloji

Filariasis bancrofti, tropikal ülkelerin bir hastalığıdır. Bununla beraber, birçok ülkelerde, örneğin Kuzey ve Güney Amerikada, Kuzey Af- rikada, Endonezya ve Kuzey Avustralyada, Batı Hint ve Güney Pasifik adalarında rastlanır. Yurdumuzda özellikle Alanya dolaylarında bulunur. Diğer bazı bölgelerimizden çok az sayıda vakalar bildirilmiştir. Sivrisineklerin yaşamı için uygun olan kuytu yerlerde, deniz kıyılarında, nehir ve su birikintileri çevresinde hastalık daha sık bulunmakta, böyle yerlerde helminti taşıyanların oranı % 30 a kadar yükselebilmektedir. Hastalık en çok 20 - 30 yaşlarındaki erkeklerde görülmektedir.

Korunma

Hastaların tedavisi ve ara konak olan sivrisineklerle savaş, alınması gerekli koruyucu önlemlerdir. Toplum, hastalığın bulaşma yolları ve tehlikesi hakkında uyarılmalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp