Uygur Akupunktur

Uygur Akupunktur :

Son yıllarda batı tıp otoritelerince de benimsenerek geniş çapta uygulamaya konu olan Akupunktur tedavi yöntemi aynı zamanda birçok ülkelerde akademik seviyede araştırmalara tabi tutulmaktadır.

Neticede akupunktur tedavi yöntemi birçok hastalıkların tedavisinde şaşırtıcı sonuçlar vermektedir. Türkiye‘mizde de Akupunktur‘a olan ilgi gün geçtikçe artmaktadır. Dolayısıyla basınımız bu konuda makaleler ve seri röportajlar yayınlayıp Akupunktur‘u bir “ÇİN HARİKASI”, “ÇİN MUCİZESİ” olarak tanıtmaktadır.

Avrupa‘da “Chinese Accupuncture” yani Çin iğnesi ile tedavi diye tanınmaktadır. Oysa zannedilenin aksine insan vücudundaki belli noktalara iğne batırmak suretiyle hastalıkları tedavi eden bu yöntemi yani Akupunktur‘u tarihte ilk olarak keşfeden ve uygulayan UYGUR TÜRKLERİ‘dir.

Mazideki tarihimize baktığımız zaman görüyoruz ki, Türk ve Çin Milletleri uzun bir zaman yakın komşu olarak yaşamışlar. Bir zamanlar Türkler Çin‘e hükümdar olmuşlar ve bir zamanlar Çinliler Türk topraklarını istila etmişlerdir. Asırlarca devam eden bu hadiseler derin bir kültür ve bilim alışverişine sebep olmuştur. İşte Akupunktur da bu vesile ile Çinlilere geçmiştir. Akupunuktur‘u geliştirip bugünkü seviyeye getirenlerin başında Çinliler gelmektedir.

Hint, Tibet ve Çin hekimlerinin çok eski zamanlara dayanan antik eserlerinde Uygur Türklerinin tababetinden ve Uygur hekimlerinin üstün tekniklerinden övülerek bahsedilmektedir. Çin‘in eski tarihi kaynaklarında Türklerin yurdu Doğu Türkistan “Şicui” yani Batı Diyarı veya Batıdaki Memleket diye geçmektedir.

Tang sülalesi tarafından (905 yıllarında) yazılan Tanganme‘nin Batı Diyarı Tezkeresi Tide Çinli tarihçi Doyu, bir Uygur hekiminin beyin ameliyatını gerçekleştirdiğini hayretle tanık olduğunu yazıyor.Kısacası Uygur Türkleri mazide Kültür ve Sanat ve Tıpta altın çağını yaşamışlardır.1920 yıllarında Alman Arkeologlar Uygur Türklerinin eski başkenti olan İdikut (Turfan)‘da yapılan kazılar sonucu Uygur Türk Tababetine ait çok değerli eserler ortaya çıkmıştır. Bu eserler öz topraklarından alınıp şimdi Berlin, Tokyo, Leningrad ve Pekin‘deki müzelerde saklanmaktadır. Bunlar arasındaki ‘Altın Yoruk” adlı eserin, hastalıklarda teşhis ve tedavi yöntemi içeren paha biçilmez bir eser olduğu dünya bilim adamlarınca tespit edilmiştir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp