Parmak Eklem Ağrısı

Parmak Eklem Ağrısı :

Eklem ağrısı, hastaların çoğunun önde gelen yakınmasıdır. Eklem ağrısı dışında, yaygın vücut ağrısı, halsizlik, kas güçsüzlüğü, ekstremite şişliği, yineleyen trombozlar, yineleyen düşükler, deri döküntüsü, üveit, ağız/göz kuruluğu, ağız içinde ve genital bölgede yaralar, yineleyen karın ağrıları, nedeni bilinmeyen ateş ve kilo kayıpları da sıklıkla romatolojik hastalıkların temel belirtilerinden olup hastaların başvuru ya da sevk edilme nedenleridir. Yine hastalıkların büyük çoğunluğu sistemik tutulum eğilimindedir. Eklem tutulumu, buz dağının yalnızca görünen kısmı olabilir.

Yaygın Vucut Ağrısının Nedenleri

Romatoid artrit

Fibromyalji

Osteomalazi Dermatomiyozit/Polimiyozit

Hipo ve hipertiroidizm

Lyme Hastalığı

Hiperparatiroidi

Polimyaljika Romatika

Spondyloartropatiler

SLE

Vaskülitler

Eklem ağrısı olan hastalara sorulması gereken başlıca sorular:

Hangi eklemler?

Vücuttaki eklemlerin bir kısmı bazı hastalıklarda daha sık tutulur. Örneğin yalnızca ayak baş parmağını tutan ağrılı şişme durumunda gut daha öncelikle akla gelirken, sakroiliak eklemi ya da alt ekstremiteyi fazlaca etkileyen hastalık öncelikle bir seronegatif spondiloartropatiyi (SNSPA) düşündürür. El ve ayakların küçük eklemlerini tutan ve süresi altı haftayı aşan artrit ise romatoid artriti (RA) akla getirir. Eklemlerin simetrik (aynı ekstremitede karşılıklı eklemleri tutulması), (örneğin karşılıklı el bilekleri, dizler gibi) ya da asimetrik etkilenmesi yine RA ve SNSPA ayırımında önemlidir.

Ne zamandan beri?

Akut başlamış eklem ağrısı ile kronik ağrı farklı hastalıkların habercisi olabilir. Akut başlamış monoartrit, gut, travma septik artriti daha büyük olasılıkla düşündürmelidir. Akut başlamış bel ağrısı daha çok mekanik nedenlerden (disk patolojileri) kaynaklanırken kronik ve sinsi başlangıçlı bel ağrılarında SNSPA'lar dışlanmalıdır. Yine çocukluk çağından beri olan bir artritte jüvenil romatoid artrit (JRA), ailevi Akdeniz ateşi (AAA) gibi hastalıklar düşünülmelidir.

Hangi bulgular eşlik ya da öncelik etmektedir?

İnflamatuvar artritlerde eklem ağrısı tek başına olmayabilir. Eşlik ya da öncelik eden belirti ve bulgular tanı koydurucu olabilir. Örneğin, öncesinde üriner enfeksiyon ya da gastroenteriti olan bir hastada gelişen artrit öncelikle reaktif artritleri düşündürmelidir. Birlikte malar raş ya da başka döküntüleri olan bir kadın hastada SLE öncelikle dışlanmalıdır. Öncesinde ateşli bir üst solunum yolu enfeksiyonu öyküsü olan bir çocukta gelişen gezici karakterde artrit akut eklem romatizması ya da birlikte yineleyen karın ağrıları ve ateş atakları olan bir çocuk ya da erişkinde AAA mutlaka düşünülmelidir.

Kırsal kesimde yaşayan, bel ağrısı ve/ya da diğer eklem tutulumları ile başvuran ve taze peynir, çiğ süt ve et tüketen kişilerde brusella atlanmamalıdır. Yine hepatit geçirmekte olan hastada gelişen artrit etyolojisinde B ve C hepatit virusları da araştırılmalıdır. Kilo kaybı, nedeni bilinmeyen ateş, nöropatik esktremite ağrıları olan kişilerde PAN ve diğer vaskülitler gözardı edilmemelidir. Paraneoplastik bulgular arasında kas iskelet sistemi belirtileri önemli bir yer tuttuğundan, kuşkulu durumlarda malignite araştırması yapılmalıdır. Orak hücre anemisi olan çocukta ani gelişen parmak ağrıları, ağrılı krizler nedeni ile olabilir. Tablo 2-5‘te romatolojik hastalıklara sıklıkla eşlik eden durumlar görülmektedir.

Sıklıkla Deri-Mukoza Bulgularının Eşlik Ettiği Romatolojik Hastalıklar:

Behçet Hastalığı: Sistemik tutulum yapabileceği gibi yalnızca deri mukoza bulguları ile de karşımıza çıkabilir: Yineleyen oral aftlar, yineleyen, iz bırakarak iyileşen genital ülserler, nodüler lezyonlar (Eritema nodozum gibi), follikülitler, yüzeyel ven trombozları

SLE: Her türlü deri döküntüsü ile karşımıza çıkabilir. Lupusa özgü olanları: Malar eritem, fotosensitif dermatit, diskoid döküntü, subakut kutanöz lupus, oral/nasal ülserasyonlar.

Reaktif Artrit: Balanitis sirsinata, keratoderma blenorajika, palmar-plantar püstüller, oral ülserler, eritema nodozum (Özellikle Yersinya'ya bağlı reaktif artritte)

Sistemik Skleroz: Sınırlı ya da diffüz olabilir. Raynaud fenomeni. Erken dönemde daha çok ellerde yumuşak ağrısız ödem, deride gerginlik, sklerodaktili. Deri altı dokusunda incelme ve atrofi. Telenjiektaziler, ekstremite uçlarında pitting ülserler, ekstremite uçlarında iskemik nekrozlar.

Dermatomiyozit: Heliotrop raş, periungal eritem/telenjiektazi, Gotron papülü, ektensör yüzeylerde eritem, kalsinozis kutis.

Poikiloderma: Noktalar halinde hipo-hiperpigmente alanlar, telenjiektaziler ve atrofik alanlarla karakterizedir.

Behçetli bir hastada genital ülserler görülmekte. Bu ülserler her zaman böyle belirgin olmayabilirler ve iz bırakarak iyileşirler

Aşağıda romatoloji pratiğinde sıklıkla karşılaşılan hastalıklardan bazıları hakkında kısa bilgiler verilmiştir.

Akut Mono/Oligo Artritler:

Gut:

Çoğunlukla orta yaşın üstü erkeklerde, en çok alt ekstremitelerde (sıklıkla ayak baş parmağında) olur. Daha önce de benzer ataklar tanımlanır. Atak araya giren bir hastalık, ilaç (düşük doz aspirin, heparin, bira başta olmak üzere alkol) ya da cerrahi girişim ile tetiklenebilir. Eklemden sıvı alınabilirse 10.000-60.000/mm3 arası hücre ve polarize ışık altında ürik asit kristalleri saptanabilir. Akut faz yanıtı (sedimentasyon, CRP yükselmesi) olabilir ancak romatoid faktörün pozitif saptanması pek olağan değildir. Kolşisine ve/ya da NSAİİ'lere dramatik yanıt sağlanır. Akut gut atağı sırasında ürik asit düzeyini düşürücü tedavilerin (allopurinol tedavisi: depolardan perifere ürik asit salınımını arttırır) ve buz uygulamasının (soğuk ürik asit çökmesini arttırır) yapılmaması gerekir.

Psödogut: Birden çok eklemi de tutabilir. Yaşlı hastalarda en çok diz gibi büyük eklemlerlerde olur. Daha önce de benzer ataklar tanımlanır. Atak araya giren bir hastalık ya da cerrahi girişim ile tetiklenebilir. Eklemden sıvı alınabilirse 5.000-60.000/mm3 arası hücre ve polarize ışık altında kalsiyum pirofosfat dihidrat kristalleri, eklem grafilerinde kondrokalsinoz saptanabilir.

Septik Artrit: Bir ya da daha çok eklemi tutabilir. Altta yatan birincil septik odağı olan, hastanede yatan, genel durumu bozuk, immundeprese ya da immunsupressif ilaç alan ya da alkolik, ilaç bağımlısı hastalarda gelişir. Kırmızı, şiş eklemden yapılan ponksiyonda bulanık ya da pü halinde sıvı, 50.000-300.000/mm3 arası hücre sayılabilir. Enfeksiyöz etken eklem sıvısı yaymasında görülebilir, kültürde üretilebilir ya da antijenleri saptanabilir.

Ailevi Akdeniz Ateşi: Birden çok eklemi tutabilir. Ülkemizde oldukça sık olan ancak çoğu kez atlanılan, yanlışlıkla ARA tanısı konulan bir hastalıktır. Hastalar çoğunlukla Orta Anadolu, Kastamonu, Ordu, Kars, Malatya, İstanbul kökenlidir. Artrite eşlik eden karın ve/ya da plöritik göğüs ağrısı, ateş, ayak sırtından bacak ön yüzüne doğru uzanabilen erizipel benzeri döküntü, geçmişte de benzer atakların olması ve 2-5 günde geçmiş olması ve ara dönemde benzer yakınmalarının olmaması; atak sırasında akut faz reaktanlarının (ESH, CRP, lökosit, fibrinojen) yükselmesi ve ara dönemde normal olarak saptanması, ailesinde de benzer hastalığı olan kişi olması; kolşisin tedavisi ile atak sıklığı, şiddetinde ve süresinde gerileme saptanması ile tanı konur. Gutta olduğu gibi kolşinin ile atağın durmasını beklenmez. Ancak bu hastaların oluşabilecek amiloidozis riskine karşı kesinlikle kolşisin tedavisi alması gereklidir.

Romatolojik Hastalıkların Seyrinde Sıklıkla Görülen Diğer Deri Belirtileri:

Eritema Nodosum: Behçet hastalığı, sarkoidoz,

Raynaud: Sistemik sklerodema, SLE başta olmak üzere birçok hastalığa eşlik edebilir.

Livedo retikülaris: En sık Antifosfolipid sedromu ve PAN

Erizipel benzeri döküntü: Ailevi Akdeniz Ateşi (AAA)

Eritema Marginatum: Akut romatizmal ateş

Palpabl purpura: Henoch Schönlein, PAN başta olmak üzere bir çok vaskülitte olabilmektedir.

Behçet Hastalığı: Ülkemizde oldukça sık görülmesi ve bir Türk bilimadamının ismi ile literatürde yer alan tek hastalık olması bakımından önemlidir. Çocuklarda ve 50 yaşın üstünde başlaması oldukça enderdir. Sıklıkla 20-30 yaşlarında başlayan daha sık olarak alt ekstremiteleri simetrik ya da asimetrik tutabilen, deformite bırakmadan iyileşen, bazen kronikleşen bir artrit saptanır. Her iki cinste eşit sıklıkta görülürse de erkeklerde daha ağır seyirlidir.

Eritema nodozum kadınlarda daha sık görülen tek lezyondur. Eklem yakınmalarına yukarıda sayılan deri-mukoza bulguları, göz bulguları (gözde ağrı, kızarma, sinek uçuşması, puslu görme, görme azalması üveit), daha sık erkeklerde olmak üzere derin ven trombozu -baldırlarda ağrılı şişme, vena kavaları tutarsa venöz kollateraller, vena kava superior sendromu-, emboli atma riski oldukça düşüktür), nörolojik belirtiler (şiddetli baş ağrısı, çift görme, konvülsiyon) ve daha ender olarak hemoptizi (pulmoner arter anevrizması), kanlı ishal gibi diğer belirtiler eşlik edebilir.

Daha seyrek olarak poliartiküler seyreden bir çok hastalık ilk kez monoartrit ya da ön planda bir eklem yakınması ile karşımıza gelebilir. Zaman içinde diğer eklemler tutulabilir. Yine eklem çevresi yumuşak dokuların inflamasyonları (bursit, tendinit, eklem üstüne yerleşen eritema nodozum gibi) yanlışlıkla artrit olarak değerlendirilebilir

Poliartritler

Akut Romatizmal Ateş (ARA): Tipik olgu ilköğrenim döneminde (ancak 2-40 yaş arası her yaşta görülebilir); son 2-4 hafta içinde beta hemolitik streptokoklara bağlı bir üst solunum yolu enfeksiyon geçiren ve gezici tarzda eklem yakınması (artralji ya da artrit) olan bir hastadır. Yalnızca boğaz enfeksiyonun olması yetmez.

Bu enfeksiyonun beta hemolitik streptokoklara ilişkin olduğunun kanıtlanması gereklidir (kültürde üretme, bir hafta ara ile bakılan ASO titresinde ve antiDNAase B titresinde iki kat ve üstü yükselme). Ülkemizde boğaz ağrısı ve eklem ağrısı olan, hele bir de ASO‘da hafif yükselmesi olan herkese çok yanlış ve gereksiz bir biçimde ARA tanısı konmaktadır. Hemen her viral ya da bakteriyel üst solunum yolu enfeksiyonu seyrinde az çok eklem-kas ağrıları olabilir.

Yine her ASO yükselmesinin ARA demek olmadığı unutulmamalıdır. Hastanın klinik belirtileri, artritin paterni, süresi, kardit-perikardit (taşikardi, üfürümler, frotman, EKG‘de PR uzaması, telekardiyografide perikardial sıvı) olması, deri altı nodül olması, ve diğer laboratuvar (ESH, CRP, lökosit) ölçümleri de gözönüne alınmalıdır. Yine ARA erişkin insanlarda enderdir ve kardiyak tutulum olasılığı erişkinlerde bir hayli düşüktür. Erken tanı ve tedavi, korkulan komplikasyon olan kardiyak tutulum olasılığını azaltır.

Son zamanlarda tanımlanan ve erişkinlerde sıklıkla A ender olarak C ve G grubu streptokoklara bağlı üst solunum yolu enfeksiyonundan sonra gelişen gezici olmayan ve kardiyak tutulumun bildirilmediği poststreptokoksik reaktif artrit, ASO'su oldukça yüksek bir akut poliartritli erişkinde unutulmamalıdır.

Romatoid Artritli bir hastanın el grafisi. Özellikle sağ tarafta metakarpofalangeal eklemlerin dislokasyonu, proksimal interfalangeal eklem aralıklarının daraldığı görülmektedir. Karpal eklemlerde skleroz artışı ve eklemlerde artrodez gelişmiştir.

Sıklıkla Ateşin Eşlik Ettiği Romatolojik Hastalıklar:

Enfeksiyöz artritler: Ailevi Akdeniz Ateşi atak dönemi. Akut romatizmal ateş.

SLE

RA

Reaktif artritlerin bir dönemi (Brusella dahil). Erişkin Still Hastalığı ve Jüvenil Kronik Artrit

Vaskülitler: PAN, Wegener…

Romatoid Artrit (RA): Toplumda sık rastlanılan, deformite bırakabilen, bir kronik artrittir. Sıklıkla genç-orta yaşta ve kadınlarda görülür. Ön planda elin ve/ya da ayağın küçük eklemlerini simetrik olarak tutan, üç bölgeden fazla eklemi tutan, el eklemlerinde daha belirgin, sabahları bir saati geçen katılık ve deri altı nodüllerin eşlik ettiği, RF‘nin yüksek titrede pozitif olduğu, ESH, CRP yüksekliği ile giden, eklem sıvısında 5.000-30.000/mm3 hücre sayılan ve altı haftayı aşan bir artrit ile başvuran her olguda RA mutlaka düşünülmelidir.

Sıklıkla yapılan yanlışlardan biri el parmaklarında daha çok DIP daha az olarak PIP'leri tutan ve bu eklemler etrafında nodüller oluşumu ile seyreden (Heberden ve Bouchard), bazen enflamasyona neden olan nodüler osteoartritin RA olarak değerlendirilmesidir. Bu olgularda düşük titrede RF pozitifliği ve yarım saati pek geçmeyen sabah sertliği, el grafilerinde litik lezyonlar da saptanabilir. RA, DIP'leri pek tutmaz. PIP, MCP, bilekler ve dizler ön planda tutulur.

Sabah katılığı tedavi edilmeyen olgularda bir saatin üstündedir, inflamasyon belirti ve bulguları belirgindir. Yine ender olarak gut artriti poliartiküler ve kronik seyredebilir ve RA'yı taklit edebilir. RF pozitifliği tek başına RA tanısı için yetersizdir. RF sağlıklı insanlarda yaşla birlikte artan oranlarda pozitif saptanabilir. Yine pek çok viral (Epstein-Barr virus, hepatit virusları, parvo virus), bakteriyel (endokardit, tbc, brusella) enfeksiyonu seyrinde pozitif saptanabilir.

Sıklıkla Göz Bulgularının Eşlik Ettiği Romatolojik Hastalıklar

Behçet Hastalığı: Anterior üveit, posterior üveit, retinal vaskülit

Ankilozan Spondilit: Sıklıkla tek taraflı anterior üveit

Reiter Hastalığı: Konjonktivit, üveit

Sjögren: Kuruluk, gözde kum varmış hissi

RA:Sjögren, keratit, skleromalazi, keratomalazi, perforasyon gelişebilir

Antifosfolipid Sendromu: Retinal arter / ven trombozu

Sarkoidoz: Üveit

Dermatomyozit: Heliotrop rash

SLE: Çoğunlukla genç kadınlarda görülür. RA'ya benzer simetrik eklem tutulumuna eşlik eden ateş, iştahsızlık, kilo kaybı, terleme gibi bedensel belirtiler, yukarıda sayılan deri bulgularından bir ya da birkaçının olması; nöropsikiyatrik belirtiler (konvülsiyon, organik beyin sendromu, gibi) basit olarak tam kan sayımı ile saptanabilecek anemi, lökopeni, trombositopeniden bir ya da birkaçının saptanması; idrar incelemesinde, proteinüri, silendirler; telekardiyografide plevral ve/ya da perikardiyal sıvı olması şiddetle SLE'yi düşündürür.

Görüldüğü gibi yeterli bir öykü, fizik bakı ve basit birkaç laboratuvar testi ile SLE'den büyük oranda uzaklaşılabilir ya da yaklaşılabilir. Antinükleer antikor (ANA) testleri SLE için oldukça önemlidir. Ancak tek başına ANA ile tanı konulmamasına, ANA'nın özellikle yaşlı kadınlarda herhangi bir patoloji olmadan da ve antiepileptikler, prokainamid, labetolol, alfa-metil dopa, sülfonamidler, hidralazin gibi ilaçları kullananlarda pozitif saptanabileceğinin unutulmaması gereklidir. SLE tanısında kullanılan diğer birçok testler ancak uzman tarafından istenip değerlendirilmelidir.

SLE tanısında kelebek tarzında döküntünün gebelikte görülen ve malar bölgeye yerleşen hiperpigmentasyon (gebelik maskesi) ile karıştırılmaması gereklidir. Yine aynı bölgeye yerleşen akne rozaseadan (AR) ayırt edilmelidir. AR, daha sıklıkla 40-60 yaş arası insanlarda gelişir. Alkol, sıcak ve baharatlı gıdalar açığa çıkmasında etkili olur. Üzerinde papül, püstül ve telenjiektaziler bulunur ve nasolabial sulkusu içine alan dermatit tablosu vardır. SLE malar raşında ise yaş daha küçüktür, gıda ile ilgisi yoktur, üstünde papül ve püstül saptanmaz, nasolabial sulkus tutulumu olmaksızın SLE'ye ilişkin diğer belirti ve bulgular saptanır.

SLE dışındaki birçok otoimmün kollojen vasküler hastalıkta da eklem tutulumu olabilir. Sistemik sklerozda Raynaud fenomeni, derinin gergin olması, pitting ülserler, dispne, disfaji, gövde ve yüzde telenjiektaziler, deri altı kalsifikasyonları ve ANA pozitifliği önemlidir. Dermatopolimozitte ön planda deri ve kas yakınmaları olur eklem yakınmaları daha geri planda kalabilir. PAN‘lı hasta ateş, kilo kaybı, hipertansiyon, nöropati, renal tutulum, testiküler ağrı, livedo retikülaris, renal yetersizlik ile başvurabilir.

Kırmızı Şiş Eklem:

  • Enfeksiyöz artrit (Bakteriyel, Gonokokal, Viral, Lyme)
  • Kristal artriti (Gut, Kalsiyum pirofosfat depo hastalığı: psödogut)
  • Travmatik
  • Palindromik Romatizma
  • Psöriatik artrit
  • Reaktif artrit
  • Bakteriyel endokardit

Seronegatif Spondilo Artropatiler (SNSPA): Bu hastalık grubu içinde primer ankilozan spondilit (PAS), reaktif artritler (Reiter dahil), psöriatik artrit, enteropatik artritler (ülseratif kolit, Crohn) ve sınıflandırılamayan SNSPA'lar sayılmaktadır.

Ortak özellikleri: Çoğunlukla genç hastadır (başlangıç yaşı 40 yaşının üstünde olması oldukça enderdir). Aile öyküsü sıklıkla vardır. RF patogenezde rol almaz ve negatif saptanır. HLA B27 ile yakın ilişki vardır ve PAS başta olmak üzere büyük kısmında pozitiftir.

İnflamatuvar karakterde spinal ağrı: Uzun süreli inaktivasyondan sonra (örneğin sabah yataktan kalktığında) daha belirginleşen, gün içinde aktivite ile gerileyen, başlangıç süresi tam kestirilemeyen (sinsi başlangıçlı, kronik), bel ve kalça üstünde daha belirgin ağrı, sırtta ve boyunda ağrılar inflamatuvar tipte ağrı olarak nitelendirilir.

Ankilozan spondilitli bir hastada sakroiliak eklem grafisi. Sakroiliak eklem yüzeylerinde skleroz artışı, eklem aralığında daralma görülmektedir.

Alt ekstremitelerde daha ağırlıklı tutulum: Sıklıkla asimetrik olarak dizler, ayak bilekleri ve ayaklarda, kalça eklemlerinde daha belirgin tutulum vardır.

Sakroileit/Spondilit: Sakroiliak eklemin çeşitli derecelerde tutulması birçok olguda ana bulgulardan biridir. Basit bir ön-arka pelvis grafisi ile sakroiliak eklemin iliak ve sakral yüzlerinde düzensizlik ve/ya da skleroz olması ile olguların büyük kısmında tanı konur. Doğum yapmış kadınlarda sık görülen ve bilateral olarak, yalnızca iliak kanatta perifere doğru üçgen biçiminde sklerotik görüntü ile karakterize osteitis condensas ilii sakroileit olarak yorumlanmamalıdır.

Sakroileit kuşkusunda seçkin yöntem CT ile incelemedir. Spondilit için vertebra grafisinde ilk dönemlerde kareleşme, vertebraların alt ve üst köşelerinde Romanus lezyonu olarak adlandırılan ve osteofit oluşumuna öncelik eden parlaklık, osteofitlerin alt ve üstten birbirleri ile birleşmesi sonucu syndesmofit oluşumu ve birçok syndesmofitlerin bilateral yerleşmesi ile oluşan Bambu kamışı görüntüsü tipiktir.

Entessopatiler: Ligamanların kemiklere yapışma noktalarındaki inflamasyona bağlı gelişen kalsifik yapılardır. Topuklardaki epin kalkanei (topuk dikeni) ve iskium tüberkülleri boyunca (Whiskerring: sakal belirtisi) sık karşılaşılır.

Yukarıdaki ortak özellikler dışında her hastalığın kendine özgü bazı ayırt edici özellikleri vardır. Örneğin Reiter‘de artrit atağından yaklaşık bir ay önce geçirilen üretrit/servisit ya da gastrointestinal enfeksiyon öyküsü, yukarıda söz edilen deri bulguları, konjonktivit, keratit, üveit gibi göz bulgularının olması, parmakların daktilit biçiminde tutulması ve -eklem kapsülü, periartiküler yapılar ve periosteal kemiğin inflamasyonu sonucu- sosis parmak görünümüne neden olması tanı için anlamlıdır.

AIDS'te de reaktif artrite benzer artritlerin sık olması akıldan çıkarılmamalıdır. Psöriatik artritte travmaya uğrayan yüzeylerde ya da saçlı deride psöriatik lezyonlar, DIP eklemlerinin tutulması, tırnaklarda üç taneden fazla noktalanma (terzi yüzüğü belirtisi, pitting) ayırıcı tanıda önemlidir. Enteropatik artitte altta yatan bilinen bir inflamatuvar barsak hastalığının olması anlamlıdır.

Sonuç olarak romatolojik yakınmalarla başvuran hastanın mutlaka ayrıntılı öyküsü alınmalı, yalnızca ekleme odaklanmamalı, eşlik eden belirtiler mutlaka sorulmalı, fizik bakı özenli yapılmalıdır. Uygun ve pratik laboratuvar incelemelerinden yararlanılmalıdır.

Hastanın ilk müdahalesi fazla ayrıntılı olmayan tedavi ve önlemlerle yapıldıktan sonra hasta bir romatoloji kliniğine yönlendirilmelidir. Özellikle kortikosteroidler tanısı konmamış hastaya verilmemelidir. Hastanın tanı koydurucu klinik ve laboratuvar testlerini baskılayıp tanıyı geciktirebilir.

Yorumlar

  • Sin** Sub***
    7 yıl önce
    merhaba hocam benim sag el parmak eklem leri agriyor koluma vurup halsiz ediyor gergin oluyorum moralim sifira iniyor ne yapmam lazim tesekur ederim
    • Şifalı Bitkilerim
      7 yıl önce
      Öncelikle hastalıgınızın ne oldugunu bilmemiz gerekir. Teşhıs konmamışsa gelişigüzel bir öneride bulunamayız. Allah şifa versin
  • Ali* Ihs** Akm*****
    7 yıl önce
    sağ elimin ta ve yüzük parmağımda ki eklem yerlerinde ağrı ve acı var birşey tutmamı bile engelliy ne yapmalıyım
    • Şifalı Bitkilerim
      7 yıl önce
      Lütfen sebeninin ne olduğu ile ilgili bir hekime danışınız . biz teşhis sonrası tedavi noktasında yardımcı olmaktayız. iyi günler

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp