Kalp Yetmezliğinde Kullanılan İlaçlar

Kalp Yetmezliğinde Kullanılan İlaçlar Hakkında Sizinde Şüpheleriniz Varsa Daha Detaylı Bilgi İçin Hazırladığımız Makalemizi İnceliyebilirsiniz.

Kalp Yetmezliği Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

Konjestif kalp yetmezliği (KKY), başta koroner arter hastalığı ve hipertansiyon olmak üzere çok sayıda kalp ve damar hastalığı türünün ve diabetes mellitusun ilerlemiş döneminde ortak bir komplikasyon olarak meydana gelen bir klinik sendromdur. Bu özelliği nedeniyle, özellikle ileri yaşlarda sık görülür.

Klinik yönden temel özellikleri, myokard disfonksiyonu, egzersize (efora) karşı dayancın (toleransın) azalması, ventriküler aritmilerin insidensinin artması ve ömrün kısalmasıdır. Myokard disfonksiyonu esas olarak sol ventrikül kası disfonksiyonu şeklindedir.

Konjestif kalp yetmezliği; kalbin, dokulara, onların gereksindikleri oksijen ve diğer maddeleri yeterli derecede taşıyacak miktarda kan pompalayamaması durumudur. Sonuçta, dokulardaki kan akımının azalması yanında, akciğer ve/veya sistemik dolaşımda konjesyon oluşur. Primer olarak genellikle sol ventrikülün ve bazen sağ ventrikülün pompalama fonksiyonu bozulmuştur.

Kalp yetmezliği gelişirken, doku hipoksisine bağlı olarak, iki kompansasyon mekanizması aktive olur:
Sempatoadrenal etkinlik artar. Buna bağlı olarak, taşikardi ve damarlarda yaygın vazokonstrüksiyon gelişir.
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi aktive olur. Buna bağlı olarak, hipervolemi gelişir. Artmış kan hacmi, diyastol sonu lif uzunluğu artışına katkıda bulunur. Ancak, buna bağlı ödem ve pulmoner konjesyon da gözlenebilir.

Kardiyomegali (kalbin büyümesi), myokard kasının hipertrofiye olması sonucu gelişen yavaş kompansatuvar cevaptır. Kısmen sempatik deşarj sonucu oluşur. Anjiyotensin II de önemli rol oynar. Son kanıtlara göre aldosteronun kardiyak değişikliklerde de direkt rolü olabilir.

Bu değişimlerin kısa vadeli sonuçları, kalbin dokulara yeterli miktarda kan pompalamasını sağlaması bakımından yararlı olabilir. Fakat uzun vadeli sonuçlar, dolaşımı ve myokard hücrelerini olumsuz yönde etkiler; aşırı yükleme kardiyomyopatiye yol açar ve prognozu kötüleştirir.

Konjestif kalp yetmezliğinin tedavisi için kullanılan temel ilaçlar yakın zamana kadar kalp glikozidleri (veya dijitaller) ve bazı diüretik (natriüretik) ilaçlar idi. Daha sonra bunlara, bazı vazodilatör ilaçlar ve anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri eklenmiştir. Son klinik çalışmaların sonuçları, beta reseptör blokörleri ve aldosteron antagonisti spiranolaktonun uzun süreçte faydalı etkilerinin olduğunu göstermiştir. Ayrıca, amrinon ve benzerleri gibi, dijital etkisini bir dereceye kadar taklit eden ve kalbin oksijen tüketimini fazla artırmaksızın pozitif inotrop etki yapan bazı sentetik ilaçlar geliştirilmiş ise de, bunlar beklenen sonucu halen vermemişlerdir. Bunlar dışında kalan ilaçlar özel bazı durumlarda kısıtlı ölçüde kullanılır.

Kalp yetmezliği, kalbin sistolik disfonksiyonu ya da diyastolik disfonksiyonu şeklinde olabilir.
Sistolik fonksiyon bozukluğunda, diyastol-sonu gerilimin artmasına ve hipertrofiye rağmen, ventrikül sistolde içindeki kanın tümünü pompalayamaz; sistol sonunda rezidüel kan kalır, atış hacmi ve kalp debisi düşer. Ejeksiyon fraksiyonu (atış hacminin diyastol sonu hacme oranı) düşer.

Sistolik fonksiyonu düzelten ve sistolik kalp yetmezliğinde yararlı olan kalp glikozidleri gibi pozitif inotropik ilaçlar ve sadece arteriyoler vazodilatasyon yapan vazodilatör ilaçlar, diyastolik kalp yetmezliğinde genellikle yararsızdırlar ve hatta zararlı olabilirler. Sodyum nitroprusiat ve organik nitratlar gibi venüllerde dilatasyon (venodilatasyon) yapan ilaçlar, kalsiyum kanal blokörleri ve ADE inhibitörleri, diyastolik yetmezliğin tedavisinde ve önlenmesinde yararlı olabilirler.
İlerlemiş KKY olgularında, genellikle sol ventrikülün diyastolik ve sistolik fonksiyon bozuklukları birlikte bulunur.

Kalp yetmezliğinin tedavisine başlamadan önce, yetmezliğin dijitale cevap veren bir türde yetmezlik olup olmadığı ve dijitale duyarlı ise yetmezliğin derecesi değerlendirilmelidir.

Konjestif kalp yetmezliğinin pratik bakımından önemli bir sınıflandırma şekli, egzersize toleransın derecesine göre yapılan fonksiyonel sınıflandırmadır. Bunun en sık kullanılan tipi, New York Heart Association (NYHA) sınıflandırmasıdır. Semptomsuz hafif (sınıf I) olgular, dakikada maksimum 21 ml/kg veya daha fazla oksijen tüketimi gerektiren derecede egzersiz yapabildikleri halde; istirahatte bile semptom veren ağır (sınıf IV) olgularda, bu tavan değer dakikada 9 ml/kg veya daha az oksijen tüketimidir.

Dijitale duyarlı düşük debili yetmezlik bulunan hasta, NYHA sınıflandırmasına göre sınıf I'e giriyorsa (istirahat halinde semptomsuz hastalar) tedaviye gerek yoktur. Halen varolan bilgilerimize göre bu şekildeki olgularda yetmezliği ilaçla tedavi etmenin ömrü uzattığını, yaşam kalitesini düzelttiğini veya başka türlü bir yararının olduğunu gösteren bir veri bulunmamaktadır.

Sınıf II, III ve IV hastalarda dijital + diüretik + ADE inhibitörü tedavisi esastır. Gerekiyorsa buna bir vazodilatör ilaç eklenir. Hastanedeki seçilmiş olgularda uzman kontrolü altında ilave olarak beta-blokör ilaç tedavisi başlatılabilir.

İlaçların Sınıflandırılması

Konjestif kalp yetmezliğindeki hemodinamik bozuklukları ve onların sonuçlarını düzeltebilen ilaçlar beş grupta toplanabilirler:

1. Kalp glikozidleri (Dijitaller)
2. Diüretikler
3. Anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE)inhibitörleri
4. Vazodilatör ilaçlar
5. Dijital-dışı inotropik ilaçlar

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp