Hıv Enfeksiyonu Nedir?

HIV Enfeksiyonu Nedir?

HIV enfeksiyonu insan bağışıklık yetersizliği virüsünün vücuda girerek bağışıklık sisteminin gerekli parçalan olan bazı akyuvarlara (T lenf bezlerine) yapışmasıdır. Virüs hücrelerin içine girer ve üremeye başlayarak hücreleri öldürür. Bağışıklık sistemi çöktüğünde vücut öteki ağır hastalıklara açık hale gelir. Zamanla HIV enfeksiyonu AIDS’e (edinilmiş bağışıklık yetersizliği sendromu) dönüşür.

HIV Nasıl Bulaşır?

HIV korunmasız cinsel ilişki, kan nakli sırasında kirli kan ürünlerine maruz kalma, (özellikle eroin gibi yasadışı uyuşturucu kullananlara ait) iğneyle birlikte kan, meni, vajinal salgısı gibi vücut sıvılarını kapma yoluyla bulaşır; ana rahminde ya da emzirme sırasında anneden çocuklara bulaşması da mümkündür. HIV başkalarının kullandığı tuvalete oturmak veya kapı tokmağını tutmak ya da herhangi bir şekilde enfeksiyonlu kişiyle temasta bulunmakla bulaşmaz.

HIV Enfeksiyonunun Belirtileri Nelerdir?

Birincil enfeksiyon denen kısa süreli erken aşamada HIV enfeksiyonlu kişilerin çoğu öpüşme hastalığındakine benzer belirtiler gösterir. Bu sendrom birden ortaya çıkar, 3-14 gün sürer ve ateş, terleme, bitkinlik, kas ve eklem ağrısı, baş ağrısı, ışığa karşı hassasiyet, ishal, boğaz ağrısı, lenf bezlerinin şişmesi, göğüs ve karında döküntü, depresyon, sinirlilik, iştahsızlık, kilo kaybı ve gözlerin arkasında ağrı gibi belirtiler gösterir. Ancak birincil enfeksiyon aşamasında bazı insanlardadaha az belirti görülür veya hiç belirti olmaz. Belirtiniz olsun olmasın, HIV testini düzenli yaptırmak önemlidir. Doktorunuza bunun nasıl yapılacağını sorun.İkinci aşama vücudun enfeksiyonla mücadele etmek için HIV antikorları üretmesiyle başlar. Pozitif kan testi bu antikorların varlığını gösterir ve HIV enfeksiyonunu teyit eder. Asemptomatik seropozitif testlerin pozitif olduğu, ama belirtilerin görülmediği bu aşama 5 - 10 yıl veya daha uzun sürebilir; kişi HIV enfeksiyonu belirtisi göstermese de, son derece bulaştırıcıdır. AIDS ya da AIDS’le ilişkili kompleks adı verilen üçüncü aşama genellikle 3 - 5 yıl sürer ve bağışıklık sisteminin virüse karşı mücadeleyi kaybetmeye başlamasıyla gündeme gelir.

Bu dönemdeki belirtiler; sürekli şiş lenf bezleri, mantar enfeksiyonları, parazit enfeksiyonları, kadınlarda vajina enfeksiyonları, dil üzerinde “tüy” çıkması (tüylü lökoplaki), cilt sorunları (akut sedef hastalığı veya ciddi yağbezi deri iltihabı), uçuk enfeksiyonları, gece terlemeleri, kilo kaybı ve ishal sayılabilir. Açık AIDS aşamasında ciddi enfeksiyonlar, kanser türleri ve akciğer, kalp, sindirim sistemi ve merkezi sinir sistemiyle ilgili çeşitli hastalıklar görülür. Şu anda bilinen kesin bir tedavi yoktur ve bu hastalık ölümcüldür (bazı durumlarda HIV virüsüne yakalanmış kişiler 15 yıl ya da daha uzun yaşayabilir).HIV Enfeksiyonu Nasıl Önlenir?Sürekli spermisidli lateks prezervatif kullanımı cinsel eşlerin birbirine virüs bulaştırmasını önler, ancak bu kusursuz bir yöntem değildir. Virüs hassas zarların arasına küçük yaracıklar- dan da girebilir; bu nedenle enfeksiyonlu eşlerle korunmasız vajinal, oral ya da anal sekstenkaçınılmalıdır. Çok eşle cinsel ilişki riski artırır; ne var ki HIV tek bir eşten de geçebilir. Uyuşturucu kullananlar enjektörlerini paylaşmamalıdır ve uyuşturucu kullanmaya son vermek için tedavi talep etmelidir

HIV Enfeksiyonu Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavinin üç amacı vardır: Enfeksiyonun ve hastalıkların meydana gelmesini önlemek; meydana gelen tıbbi sorunların belirtilerini hafifletmek ve AIDS’in ilerlemesini yavaşlatmak. HIV’li kişilere hepatit B, tetanoz ve kızamık da dahil olmak üzere, geniş bir hastalık yelpazesini önlemek için aşı yapılır. HIV’li kişiler oral polio, tifo ve san huma aşılarından kaçınmalıdır; çünkü bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde bu aşılar tam da önlemeleri gereken hastalıklara yol açarlar. Grip aşısı yaptırmak tehlikelidir. T hücreleri belli bir düzeye düştükten sonra tedavi daha çok ağır ve AIDS’le ilgili enfeksiyonları önlemeye yönlenir. Toksoplazmozu ve pnömokistik zatürreeyi önlemek için trimetoprim-sulfametoksazole dayalı ve tüberküloza karşı isoniazide dayalı ilaç tedavisi stratejileri izlenir.HIV’li hastalarda görülen mantar, bakteriyel ve viral enfeksiyonlarla ve öteki hastalıklarla mücadele etmek için farklı tedavi yöntemleri vardır. Pamukçukla (ağız ve dudaklardaki mantar enfeksiyonu) mücadele etmek için nistatin veya flüsonazol, frengiye karşı penisilin, uçuk enfeksiyonuna asilklovir ve bir çeşit deri kanseri olan Karpos sarkomuna karşı radyoterapi veya kanser ilaçları kullanılır. Antiviral ilaçlar virüsün kendini üretme kabiliyetine müdahale ederek AIDS’e dönüşmesini yavaşlatır.

Daha önce AZT olarak bilinen zidovudine (ZDV; marka adı Retrovir)veya asilklovire dayalı tedavi HIV enfeksiyonundan hemen sonra uygulanırsa insanın hayatını uzatır. Zidovudin aynı zamanda hamile bir kadının karnındaki cenine HIV bulaştırma ihtimalini azaltmaya da yardım eder. Öteki tedavi araçları arasında didanozin (ddl; marka adı Videx) ve zalsitabin (ddC) bulunur. Son zamanlarda proteaz inhibitörleri olarak bilinen yeni antiviral ilaçlar çıkmıştır. Bu ilaçlar (birincisi sakuinivir; marka adı Invirase) virüsün yeni hücreleri etkilemeden çoğalmasını sağlar.Birçok öteki ilaç ve ilaç kombinasyonu araştırılmaktadır, ama henüz HIV enfeksiyonunu önlemek ve virüsü yok etmek için kanıtlanmış bir tedavi yöntemi bulunamamıştır. HIV tedavisi pahalıdır ve mide bulantısı, ishal, baş ağrısı ve nöbetler de dahil ciddi ters etkilere yol açar. HIV enfeksiyonu insanın hayatını çok çeşitli düzeylerde etkilediği için virüs kapmış kişiler uzman desteğine, sosyal desteğe, depresyon tedavisine (s. 230) ya da başka duygusal ve psikiyatrik sorunlarla ilgili tedaviye ihtiyaç duyar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp