Hipertiroidin Tedavisi

Hipertiroidin Tedavisi

Anti tiroit adı verilen ilaç tedavisi: Bu ilaçlar tiroitte hormon yapılmasını önlemektedir.
Radyoaktif iyot tedavisi: Bu yöntemde, radyoaktif iyodun yaydığı radyasyonla tiroit hücrelerinin tahrip edilmesi ve sonuçta hormon üretmemesi amaçlanmaktadır.
Cerrahi tedavi: Bu yöntemde ise tiroidin büyük bir bölümü veya tamamı çıkarılır. Böylece hormon yapan hücre sayısı azaltılır veya tamamen ortadan kaldırılır.
Daha önce de değinildiği gibi tiroidin fazla çalışmasına neden olan iki ana grup hastalık vardır.

Bunlardan ilki Graves hastalığıdır:

Bu hastalarda tiroit genellikle düzgün bir şekilde büyümüştür. Ayrıca değişik derecelerde göz sorunları da vardır. Dolayısıyla bu hastaların göz bölümü ile beraber izlenmesinde yarar vardır. Bu grup, en çok sıkıntı yaratan hastalık grubunu oluşturur. Tedavinin şekli hastanın yaşına, tiroidin büyüklüğüne, büyüme şekline ve nedenine göre değişiklik arz eder. Şimdi graves hastalığında uygulanabilecek tedavi seçeneklerine değinelim.

İlaç tedavisi: Tiroit hormon yapımını yavaşlatarak ve kesintiye uğratarak kana daha az tiroit hormonu geçmesini sağlayan ve hastalığı kontrol eden ilaçlara antitiroit ilaçlar adı verilmektedir. Biraz önce değinilen kriterler göz önüne alınarak hastaya verilecek ilacın dozu ayarlanır ve hastalık düzeldikten sonra uzunca bir süre (ortalama 1-1,5 yıl) ilaca devam edilir. Burada hastaların dikkat etmesi gereken konu; yakınmaları düzelse bile tedavi eden hekimin bilgisi olmadan ilaçları hiçbir şekilde kesmemeleri gerektiğidir. Tedavi bittikten sonra hastalığın tekrarlama şansı diğer tedavi seçeneklerine göre oldukça yüksektir. Çok sık kontrol gerektiren bu yöntemde ilaçların bazı yan etkileri olabilir.

En önemli yan etkisi çok sık görülmemekle beraber kanda lökosit sayısının düşmesidir. Lökosit sayısı çok düşerse en küçük bir enfeksiyon bile büyük sorunlara yol açabilir. Ancak muntazam kontrollerine giden bir hastada bu yan etkiler çoğu zaman büyük sorun yaratmadan fark edilebilmekte ve önlenebilmektedir. İlaçla kontrol edilemeyen ya da ilaç kesildikten sonra hastalığı tekrarlayan bireylerde diğer iki tedavi yönteminden birinin seçilmesi genel kabul görür. 20 yaşının altındaki genç hastalarla gebelerde cerrahi tedavi en uygun seçenek gibi görülmektedir.

Diğer hastalar ise radyoaktif iyot tedavisine adaydır. Ancak guatrı çok büyük olanlarda ve Graves hastalığı olmasına karşın nodülü de olan hastalarda yine cerrahi tedavi göz önüne alınmalıdır. Diğer yandan ileri derecede göz sorunları olan hastalarda ilaç tedavisi ile hastalık kontrol edilememiş ya da tekrarlamışsa, cerrahi tedavinin ön planda düşünülmesi daha çok kabul görmektedir. Çünkü bu hastalara radyoaktif iyot verilmesi ile göz bulgularının daha da artabileceği belirtilmektedir.

Radyoaktif iyot: Hormon üreten tiroit hücrelerini tahrip eden bir yöntemdir. Verilen madde sadece tiroitte toplandığından vücudun diğer kısımlarında her hangi bir kötü etkisi saptanmamıştır. Özellikle Çernobil nükleer kazasından sonra radyasyonun kanser arttırıcı etkisinin tekrar gündeme gelmesi bu tedavi teklif edilen hastalarda endişe yaratmaktadır. Ancak şu ana kadar ki deneyimlere göre; bu hastalıkta kullanılan radyoaktif iyot miktarının verdiği radyasyonun herhangi bir soruna yol açmadığı bilinmektedir. Dolayısıyla bu tedavi yöntemi teklif edilen hastaların gereksiz kuşkuya kapılmamaları önerilir. Ancak bu tedavi gebelerde,süt veren annelerde ve çocuklarda kullanılmamaktadır.

Hipotiroidi belirtileri nelerdir?

Hipotiroidi rahatsızlığı olan hastalarda;
Halsizlik,
Üşüme titreme,
Ses kısıklığı,
Şişkinlik,
El, yüz ve gözde şişlik,
Ciltte kuruma,
Saçlarda dökülme,
Uyku bozukluğu ve depresyon,
Adet düzensizliği,
Kilo artışı,
Konsantrasyon bozukluğu, hafıza zayıflığı,
Kansızlık, b12 eksikliği,
Az terleme gibi durumlar görülür.

Hipotiroidi nasıl teşhis edilir?

Hipotiroidi tanısında en önemli test THS ölçümüdür. Serbest T4 düzeyi düşük, TSH düzeyi yüksek bir hastada hipotiroidi vardır. Testlerde ayrıca demir, b12 ve kan da yağ düzeyine de bakılır.

Hipertiroidi Nedir
Kandaki tiroid miktarının artması ile oluşan bir hastalıktır. Tiroid bezleri normal çalışmasının üzerinde seyretmeye devam ederse hipertiroid meydana gelir. Kanda tiroidin artmasına tirotoksikoz denilmekte ve hipertiroid ile aynı kapıya açılmaktadır. Neden olarak kanda TSH düzeyinde azalma olması, tiroid hormonlarının kontrolsüz alımı, yaşlılık, aşırı iyot alımı, doğum sonrası gibi sebepleri vardır.

Kilo kaybı, aşırı sinirlilik, çarpıntı, el ve ayaklarda titreme, vücudun ısınma hissi ve sıcaktan dolayı tahammülsüzlük başlıca belirtileridir. Ayrıca çift görme, saçlarda dökülme ve zayıflama, saç derisinde yağlanma, deride cansızlık ve incelme, adet günlerinin azalması, kanamada azalma, gözlerde şişkinlik oluşumu ve kızarıklık ta görülen belirtileri arasındadır. Çarpıntı hastalığın en önemli belirtisidir. Çarpıntı yoksa hipertiroid’de yoktur denilebilir.

Hipertiroid tüm organları ve sistem işleyişlerine etki eder. Gözlerden kulaklara, tüm duyu organlarına, hatta üremeye kadar uzanan sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Erkeklerde memelerde büyüme ve süt gelmesi gibi anormal durumlar gerçekleşir. Hastalığın başlarında erkeklerde cinsel istek fazla olur fakat ilerledikçe istek kaybolur. Kadınlarda ise adet kanamasında azalma, yumurta sayısında düşüş ve cinsel isteksizlik meydana gelir. Bu durumlar ise gebe kalmayı zorlaştırır.

Deride incelme, ayak topuklarında ve çevresinde kalınlaşma, avuç içlerinde damar genişlemesi, kızarıklık görülür. Tırnaklar zayıflar ve hemen kırılır, saç telleri ve yapısı bozulmaya başlar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp