Hiperemik Ödem Nedir

Hiperemik ödem nedir nasıl yapılır hastalık kişinin hayatını nasıl etkiler merak ettiklerinizi bu yazıda okuyabilirsiniz...

Ödem sebebi her ne olursa olsun interstisyel sıvının artışı demektir.

Bazı terimler:

Transüda: Basınçla ilişkili problemlere bağlı olarak temelde tuz ve sudan oluşan sıvı birikimidir.Protein içeriği çok azdır.

Eksuda: Damar harabiyeti ve damarlardan sızıntıya bağlı olarak proteinden zengin sıvı birikimidir (inflamatuar ödem).

Anazarka: Ödem lokalize ya da jeneralize olabilir. Jeneralize ödem anazarka olarak isimlendirilir.
Effüzyon: Ödem tanımına vücut kaviteleri (plevra,periton,perikard) içinde sıvı birikimi de girmektedir. Ancak bu durum genellikle effüzyon olarak isimlendirilir. Normalde vücut kaviteleri içerisinde bulunan sıvı miktarı 50 mililitrenin altındadır. Bunun üzerindeki miktarlarda sıvı birikimi effüzyon olarak adlandırılır.

Ascites (asit): peritoneal kavitede sıvı artışıdır.

Hidrotoraks (plevral effüzyon) Plevral kavitede sıvı artışıdır.

Hidroperikardium (perikardial effüzyon): Perikardial kavitede sıvı artışıdır.

Hidrosefalus: serebrospinal sıvı volümünün herhangi bir sebebe bağlı olarak artması, serebral ventriküllerin genişlemesidir.

Hidrosel:
testislerin çevresindeki boşlukta sıvı arışıdır.

Hidrosalpinks: Tuba uterinaların non-inflamatuar sıvı ile dolması ve dilatasyonudur.

Blister: Epidermis içinde ya da epidermisle dermis arasında sıvı birikimidir. Küçük blisterler vezikül, büyük blisterler bül olarak adlandırılır.

Transüda oluşumuna yol açan faktörler

1) Hidrostatik basınç artışı ve vasküler problemler (Tuz ve suyun damar dışına itilmesine neden olur)
-aşırı tuz ve su yüklemesi (kendiliğinden ya da iatrojenik olarak)
-aldosteron artışı (tümör, karaciğer yetmezliği)
-böbrek yetmezliği
-sağ kalp yetmezliği ve perikardialhastalıklar (tüm sistemik venlerde basınç artışına
yol açar)
- sol kalp yetmezliği (pulmoner venlerde basınç artışına yol açar)
- uzun süre ayakta durma, gebelik, venöz damarlardaki kapak yetmezliği (bacak
venlerinde basınç artışına yol açar)
- siroz (portal venlerde basınç artışına yol açar)
- dıştan bası, trombüs (etkilenen venöz damarda basınç artışına yol açar)

2) Plazma protein içeriğinin azalması (serum albümini ve diğer proteinlerin, sıvıyı damarlar içerisine geri çeken ozmotik gücü azalır)
- protein malnütrisyonu
- malabsorbsiyon /protein kaybettiren enteropatiler
- karaciğer yetmezliği (karaciğer proteinleri yapılamaz)
- böbrekler yolu ile şiddetli protein kaybı (nefrotik sendrom, onkotik basınç azlığına
bağlı ödemin en önemli sebebidir)

3)Lenfatik tıkanıklık (lenfödem) (normal kapiller dolaşımdan arta kalan az miktardaki sıvı ve proteinin lenfatikler tarafından alınarak tekrar sistemik dolaşıma döndürülmesi bozulur)
- inflamasyona bağlı skar dokusu oluşumu (özellikle filaria enfeksiyonlarında)
- kanser
- cerrahi sonrası
- radyasyon sonrası
- lenfatik damarlarda konjenital defektler (Milroy hastalığı)

Jeneralize ödemin (anazarka) en ağır olanı hipoproteinemiye bağlı olarak oluşandır. Klinik uygulamalarda jeneralize ödem, genellikle kalp yetmezliği, karaciğer sirozu, nefrotik sendrom ve böbrek fonksiyonları sınırda olan kişilerin tuzlu gıdaları fazla yemesine bağlı olarak karşımıza çıkar. Bu gibi belirli bazı klinik durumlarda (kalp yetmezliği, siroz, böbrek yetmezliği gibi) ödeme yol açan mekanizma genellikle komplekstir ve sebebi tek değildir. Örneğin kalp yetmezliğinde venöz hidrostatik basınç artmıştır. Ancak bunun yanısıra böbrek perfüzyonu azalınca su tutulumu gerçekleşir ve bu da zaten artmış olan intravasküler basıncı daha da arttırır. Sirozda ise skarlaşmanın yol açtığı obstrüksiyonla, portal basıncın artmış olmasının yanı sıra , karaciğerde albümin sentezi de azalmıştır. Ayrıca ödeme bağlı kan volümündeki azalma, renin anjiotensin ve aldosteron sentezini stimüle etmektedir. Ödem oluşumunda tüm bu mekanizmaların etkisi vardır.

Lenfödem (Lenfatik damarların tıkanmasına bağlı olarak gelişen ödem)
Lenfödem ekstremiteleri tuttuğunda çok belirgin olabilir ve elefantiazis oluşturabilir.
Şilöz effüzyon genellikle torasik duktus travması ya da tümörle invazyonu sonucunda lenfatik sıvının sızıntısına bağlı olarak oluşur. Süt görünümündedir.

Klinikte ödem karşınıza genellikle şu şekillerde çıkacaktır:

Kardiak ödem: Kardiak ödem tüm vücudu etkiler . Ancak sadece sağ kalp yetmezliği varsa ve sol kalp korunmuş ise akciğerlerde ödem görülmeyebilir. Başlıca problem hidrostatik basınç artışı olduğu için kardiak ödem en belirgin olarak vücudun yerçekimine bağımlı kısımlarında gelişir(dependant ödem). Ve hastanın vücut pozisyonundaki değişikliklerle hareket eder.Ayakta duran hastalarda ayak sırtında en belirgindir. Ve parmakla basıldığında bir çukurluk oluşur (gode bırakan ödem) Yatağa bağlı hastalarda ise sakrum, skrotum gibi bölgelerde ödem belirgindir. Sol kalp yetmezliğinde akciğer ödemine bağlı olarak dinlemekle raller duyulabilir. Renal ödem: Renal ödem de tüm vücudu etkiler.Başlıca problem aşırı sıvı tutulumu ve/veya hipoproteinemidir. Ödem en fazla göz kapakları çevresinde belirgindir.
Pulmoner ödem: Sık karşılaşılan bir klinik problemdir. Ödem sıvısı alveollere kaçtığı için öksürük ve balgam çıkarmaya yol açar. Otopside akciğerler ağırdır ve kesit yüzeylerinden köpüklü sıvı sızar.
Serebral ödem: Beyinde aşırı şişmeye neden olur ve bu da kafatası kemikleri içerisinde sınırlı olması nedeniyle çok sakıncalıdır.Otopside beyin ağırdır. Kafatasının baskı oluşturduğu yerlerde giruslar basıklaşmıştır. Anjioödem: Damarların aşırı geçirgen hale gelmesinden kaynaklanır. Bilinen sebepleri içerisinde C1 esteraz inhibitör eksikliği vardır ki bu, sistemik mikrodolaşımda basınç artışına yol açmaktadır. Bazen larinksi etkileyabilir ve hayati tehlike oluşturur. Ödemin mikroskopik görünümü: Mikroskopta bağ doku lifleri arasında yayılan ödem sıvısı farkedilebilir. Akciğerler ödeminde, alveol lümenleri eozinofilik boyanan ödem sıvısı ile doludur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp