Göbek Çevresinde Kızarıklık Ve Akıntı

Göbek Çevresinde Kızarıklık Ve Akıntı

Bebeğin göbek kordonu, kuruyup düşene kadar antiseptik solüsyonlarla temizlenmeli ve göbek kordonunun enfeksiyon kapması önlenmelidir. Bebeklerde göbek kordonu enfeksiyonu (omfalit), kan dolaşımı enfeksiyonuna kadar ilerleyerek son derece tehlikeli olabilir.Göbekte kızarıklık ve akıntı olması, omfalit bulgusudur, bu durumda hemen doktorunuzu aramanız gerekir.

Bebekler ve Çocuklarda Göbek ile ilgili Sorunlar

Göbek (umbilikus), anne karnındayken bebek ile anne arasındaki ilişkinin sağlandığı tek yoldur. Rahim duvarından başlayarak bebeğin göbeğine uzanan yapıya göbek kordonu (umbilikal kord) denir. İçerisinde bulunan damarlar aracılığı ile bebeğin beslenmesi sağlanır. Doğumdan hemen sonra göbek kordonu kesilir. Göbek kalıntısı 1-3 hafta arasında düşer ve göbek olağan görünümünü alır.

Göbekte, bebeklik döneminden başlayıp ileri yaşlara kadar birçok sorun olabilir. Bunların büyük kısmı kendiliğinden ya da ilaç tedavisiyle düzelirken bir kısmında da cerrahi tedavi uygulanması gerekebilir.

Göbek kanaması

Anne karnında bebeğin beslenmesini sağlayan göbek kordonu içinde bir arter (atardamar) ve iki ven (toplardamar) vardır. Göbek kordonu, doğumdan hemen sonra göbeğe yakın bir yerden özel bir aygıt ile tutulur ve bunun üzerinden kesilir. Göbek bu şekilde birkaç gün kalır. Bu süre içinde, damarlar içlerinde oluşan pıhtı (trombus) ile tıkanır. Göbek düştüğünde damarlar da kapanmış olacağından kanama olmaz. Eğer bu pıhtı yeterince oluşmamışsa, o zaman göbekten sızıntı şeklinde bir kanama olur. Göbek kanaması doğumdan sonraki ilk günlerde en sık olarak görülen sorunlardan biridir.

Daha çok zamanından erken doğan (prematüre) bebeklerde olmak üzere, kanın pıhtılaşmasını sağlayan bazı etmenler eksik olabilir. Bunların içinde en önemlisi, karaciğerde yapılan K vitaminidir. K vitamini eksikliği göbek kanamasının en önemli nedenidir. Bu nedenle, her yenidoğan bebeğe olası bir eksiklikten oluşacak kanamaları önlemek amacıyla, doğumdan hemen sonra K vitamini iğnesi yapılır.

Göbek kanaması göbekten sızıntı şeklinde kanama ile saptanır. Kanama genellikle kendiliğinden durur ve göbek içerisinde dışarı doğru taşan pıhtı saptanır. Göbek temizlenirken pıhtı kalkacak olursa kanama yeniden başlayabilir. Kanamalar çoğu zaman bebeğin çamaşırında bir kan lekesi şeklinde görülür.

Sızıntı şeklindeki kanamalarda, göbek kalıntısının gümüş nitrat ile koterize edilmesi (kimyasal olarak yakma işlemi) yeterlidir. Eğer buna karşın kanama sürüyorsa, o zaman kanayan yere dikiş konulması gerekir. Durmayan ya da yineleyen kanamada ise, doğumsal olarak pıhtılaşmayı sağlayan etmenlerin eksik olup olmadığı araştırılmalıdır.

Göbek granülomu
Göbekte saptanan parlak ve üzeri pütürlü , minik bir karnıbahar görünümünde göbek bağı kalıntısıdır. Bebeğin iç çamaşırında saptanan sarı renkli bir akıntıya neden olur. Yanlışlıkla enfeksiyon olarak değerlendirilen bu görünüm, aslında granülomun kendisinden salgılanmaktadır.

Göbek düştükten sonraki ilk birkaç gün akıntının olması doğaldır. Eğer kendiliğinden geçmezse, aynen göbek kanamasında olduğu gibi, göbek kordonu kalıntısına gümüş nitrat uygulanması yeterlidir. Kimi zaman bu uygulamayı birkaç kez yinelemek gerekir. Eğer geçmiyorsa, o zaman dip kısmından bağlanması ya da çıkarılması gerekir. Bağlanan doku 2-3 gün içerisinde kendiliğinden düşer.

Göbek polipi
Göbek granülomu gibi bir göbek kalıntısı olan göbek polipi, farklı olarak parlak ve düzgün bir yüzeye sahiptir. Göbekten dışarı doğru uzanan parlak ve açık kırmızı renkli bir doku şeklindedir. Akıntı ya da kanama yoktur. Kendiliğindan kaybolmaz, bu nedenle ya granülomda olduğu gibi bağlanması ya da küçük bir cerrahi işlem ile çıkarılması gerekir.

Göbek enfeksiyonu/iltihabı (omfalit)
Göbek, anne karnındayken bebeğin tek beslenme yoludur. Doğumdan sonra kesildiğinde, burada bulunan damarlar birkaç gün açık kalır. Buradan kaynaklanacak bir enfeksiyon eğer erken tanımlanamaz ve tedavi edilmezse, damarlar henüz açık olduğundan kana karışıp tüm vücuda yayılabilir.

Bebeklerde göbek enfeksiyonu hafif ya da ağır olabilir. Çok daha sık olarak görülen hafif enfeksiyonlarda, göbekten sarı-yeşil renkli bir akıntı ve göbek çevresinde hafif bir kızarıklık görülür. Bu bölgeye parmakla dokunulduğunda bebekte bir huzursuzluk ve ağrı oluşabilir. Hafif enfeksiyonlar; göbeğin antiseptik sıvılar ile temizlenmesi, yerel olarak antibiyotikli pomad uygulanması ve (her hastada gerekmemekle birlikte) ağızdan antibiyotik uygulanması ile tedavi edilebilir.

Ağır enfeksiyonlarda ise, göbek çevresindeki kızarıklık belirgindir. Enfeksiyon buradan karın içine ve göbekte henüz tam olarak kapanmamış damarlar yoluyla da kana taşınabilir.

Bu nedenle yaşamın ilk günlerinde göbek enfeksiyonlara açıktır. bu ağır enfeksiyon, çok ciddi bir durumdur. Mutlaka hastane koşullarında ve damardan uygulanacak antibiyotikler ile tedavi edilmelidir. Sepsis olarak isimlendirilen ve yaşamsal tehlikesi olan bu ağır enfeksiyon, çok ciddi bir durumdur. Mutlaka hastane koşullarında ve damardan uygulanacak antibiyotikler ile tedavi edilmelidir.

Göbek akıntısının diğer nedenleri (bağırsak ya da mesane arasında kanal kalıntısı olması)
Anne karnındayken göbek ile bağırsaklar ve mesane (idrar kesesi) arasında kanal şeklinde ilişkiler vardır. Bu kanallar gebeliğin üçüncü ayında tümüyle kapanır. Eğer tam olarak kapanmaz ise, mesane ile bağlantılı (urakal kanal) ya da bağırsak ile ilişkili kanalın (omfalolomezenterik kanal) kalıntısı olarak kalır.

Bu kalıntılar ya tam olarak açıktır, ya kapanmış ama bir bant halindedir, ya da göbeğe açılan yerin altında kist halinde kalmıştır. Bağırsak açıklığı çok enderdir. Bu bebeklerde karından dışkı gelir. Mesane ile olan ilişkide ise, göbekten idrar akar. Bağırsak ile göbek arasındaki kanal eğer bant şeklinde kalacak olursa, bağırsakların çevresinde dönerek (volvulus) tıkanmasına neden olabilir. Eğer kist (içi sıvı dolu oluşum) şeklinde ise, ender olarak karın duvarında şişlik, kızarıklık ve duyarlığa neden olabilir. Ultrasonografi ile kist tanımlanabilir. Bu kistler cerrahi yolla çıkarılmalıdır.

Eğer, göbekten sürekli olarak berrak bir sıvı geliyorsa, o zaman bunun idrar olup olmadığı araştırılmalıdır. Bunu saptamak için en uygun yöntem, göbekte akıntının olduğu açıklıktan yerleştirilecek ince bir kateterden özel bir boya vererek film çekmektir. Eğer kanal açıksa, boyanın buradan mesaneye kadar ulaştığı görülebilecektir. Eğer göbek akıntısı ile birlikte yineleyen idrar yolu enfeksiyonu öyküsü varsa, bu doğumsal kalıntının olabileceği akılda tutulmalıdır. Tedavi şekli, cerrahi yöntemle kanalın çıkarılmasıdır.

Göbek fıtığı (Umbilikal herni)
Gebeliğin üçüncü ayına dek karın duvarı ve göbek tam olarak oluşmamıştır. Bu dönemde bağırsaklar da karnın dışındadır. Karın duvarı yavaş yavaş oluşup kapanırken bağırsaklar da karın içine döner ve 10. haftanın sonunda olağan görünümüne ulaşır. Eğer, karın duvarı tam olarak kapanmayacak olursa, göbek bölgesinde fıtık ya da açıklıklar oluşabilir.

Göbek fıtığı, göbek kordonunun girdiği yerde karın duvarının deri altına kalan ve fasya adı verilen asıl kalın katmanın tam olarak oluşmamasına bağlıdır. Göbekte bir şişlik şeklindedir. Parmakla yapılan incelemede, tam göbek bölgesinde delik şeklinde dokunun eksikliği farkedilebilir. Bu eksikliğin çapı 1-4 cm arasında değişebilir. Hastaların büyük bir çoğunluğunda bu çap 1 cm ve altındadır. Ancak, dışarıdan bakıldığında görünümü daha da büyük olabilir. Çocuk ağladığında ya da ıkındığında şişlik iyice belirginleşir. Buradaki en büyük yanılgı, şişliğin ağrı yaparak çocuğun ağlamasına neden olduğu düşüncesidir. Oysa ki, çocuklardaki göbek fıtığı ağrı yapmaz. Ancak, ağlama ya
da ıkınma gibi karın içi basıncın artmasına neden olan durumlarda bu şişlik belirginleşir.

1 cm. altındaki fıtıkların hemen tamamı, 2 cm. altındakilerin ise yaklaşık olarak dörtte üçü, 4 yaşına dek kendiliğinden kaybolur. Bu nedenle, göbek fıtığı olan çocuklarda cerrahi tedavi için bu yaşa dek beklenmesinde herhangi bir sorun yoktur.Eğer fıtık kaybolmazsa, o zaman cerrahi yöntem ile onarılmalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp