Gece Yatak Islatma

Gece Yatak Islatma :

* Gece altını ıslatma hangi sıklıkta görülüyor?

Yuvarlak bir ifadeyle 5 yaş civarında %20, 10 yaş civarında %5 ve erişkin çağda %1 oranında görüldüğü söylenebilir. Mersin Üniversitesi tarafından yapılan bir alan araştırmasında; 5-12 yaş grubunda %19.6 ve 13-19 yaş grubunda %2.4 sıklık oranında enurezis görüldüğü tesbit edilmiştir.

* Kız, erkek çocuklar arasında fark var mı?

Enurezis nokturna, erkek çocuklarda kızlardan 1.5-2 kat fazladır.
* Neden bazı çoçuklar erken yaşta gece yatak ıslatmalarını bırakırken, bazıları sürdürür?

Sebepleri soruyorsunuz. Genel olarak yatak ıslatan çocuklarda %70 oranında bir genetik (irsi) yatkınlık sözkonusudur. Beraberinde ise; ADH hormonunun (beyinden salgılanan bir madde) görece eksikliği nedeniyle böbreklerin gece boyunca çok idrar üretmesi, uyanma bozukluğu, uyku sırasında idrar torbası kapasitesinin yetersizliği ve aşırı kasılmalar yapması gibi fonksiyonel sebeplerden biri veya birkaçı bulunabilir. Genellikle sekonder (sonradan başlayan) yatak ıslatmada olmak üzere, olguların az bir kısmında psikolojik sebepler etken olabilir.
* Hangi yaşta bu işi ciddiye almak gerekir?

Yatak ıslatma, çocuk ve aile için bir sorun olmaya başladığında tedavinin zamanı gelmiş demektir. Ancak, bu, beş yaşından daha önce olmamalıdır.

* Hangi yöntemlerle tedavi edilir? Yöntemlerin avantaj ve dezavantajları nedir?


Enurezis tedavisinde ilk ve en önemli adım, çocuğun tedaviye motive edilmesidir. Bunu sağlamak için de, çocukla sıcak bir ilişki kurmak, ailenin anlayış ve desteğini sağlamak, problemin çözüleceğine dair güven vermek ve çocuktaki suçluluk duygusunu gidermek gereklidir.

Yatak ıslatma tedavisinde ameliyatın yeri yoktur. Bugüne kadar birçok metodun başarısı iddia edilmişse de, bugün için genellikle a)Davranış değiştirme tedavisi b)İlaç tedavisi c)İkisinin kombinasyonu seçeneklerinden biri uygulanır. Davranış değiştirme metodunda, ödüllendirme, motivasyon ve beraberinde “alarm tedavisi” dediğimiz yatak ıslatılırken çalarak çocuğu uyandıran bir zil sistemi kullanılır. Ailenin katılımını ve uzun süren ısrarlı bir tedaviyi gerektirir. Herhangi bir zarar ve yan etkisi yoktur.

İlaç tedavisinde, bu çocuklarda eksik olan bir maddeyi yerine koyma amacıyla verilen hap veya spreylerle, idrar torbasının çalışmasını değiştiren bazı ilaçlar ürolog gözetiminde kullanılabilir.

Yeterli süre ve doğru yöntemle tedavi edilirse, yatak ıslatma, her çocukta değişen bir periyoddan sonra yok olacaktır. Tedavi kesilince hemen nüks ile karşılaşılırsa, ya aynı yöntemle ya da metod değiştirerek bir süre daha tedavi uygulanır. Birkaç aya varan bir müddetle, tedavisiz kuru kalma haline ulaşılırsa, artık bir daha tekrarlama ihtimali yok denecek kadar azdır.

* Çocuklara bu konuda baskı, dayak vs. uygulamak sorunu nasıl etkiler?

Yatak ıslatma, ceza ile tedavi edilemez. Tam aksine cezalandırma, ters etki yaratabileceği gibi, çocuğun özgüven ve direncini de kırıp psikolojik sorunlara neden olabilir. Buna rağmen, ailelerin seyrek olmayarak cezalandırma uyguladıkları bilinmektedir. Ülkemizde bu alanda yapılmış tek çalışma bildiğim kadarıyla, tarafımıza aittir. Buna göre, ailelerin yatak ıslatan çocuklarına %35 oranında, ağır sayılabilecek cezalar verdiği görülmüştür. Öte yandan, elimizdeki verilere göre, ebeveynin yatak ıslatan çocuklarını cezalandırma oranı Burkina Faso‘da %27 (1997), Singapur‘da %20 (1997) ve Indiana-A.B.D‘de %37 (1992) olarak bildirilmiştir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp