crohn hastalığı bitkisel tedavi ibrahim saraçoğlu

Crohn Hastalığı 2 :

Bu hastalık, sindirim yolunun ağızdan anüse kadar herhangi bir bölgesini etkileyebilir, enek en sık terminal ileumdadır. İlk tanımlandığı dönemlerde bu hastalığın ileumda sınırlı olduğu sanılıyordu, bu nedenle "terminal ileti" ya da "bölgesel ileti" olarak adlandırıldı. Crohn hastalığı gastrointestinal tutulumun baskın olduğu sistemik inflamatuar bir hastalık olarak değerlendirilmelidir. Aktif vakalarda, uveit, sakroileit, gezici poliartrit, eritema nodozum, safra kanallarının inflamatuar hastalıkları ve nefrolitiazisin de eşlik ettiği obstrüktif üropati gibi immün kaynaklı ekstra intestinal komplikasyonlar sıklıkla mevcuttur. Tam gelişmiş bir Crohn hastalığında karakteristik olarak şu özellikler görülür:

• Mukozal hasar ve inflamasyonun izlendiği iyi sınırlı transmural barsak tutulumu

• Kazeifıkasyon göstermeyen granulomlar

• Fistül oluşumu Epidemiyoloji. Bütün dünyada görülmesine rağmen,

Crohn hastalığı, Birleşik Devletlerde, Büyük Britanya'da ve İskandinavya'da, Orta Avrupa'dakinden daha sık görülür. Asya ve Afrika'da ise enderdir. Birleşik Devletlerde ve Batı Avrupa'da insi dansı ve prevalansı artmaktadır. Birleşik Devlatler'de yıllık insidansı 3-5/100.000' dir. Bu oran, ülseratif kolitin insidansından biraz daha düşüktür. Çocukluk döneminden ileri yaşlara kadar herhangi bir yaşta görülebilir, fakat en sık ikinci ve üçüncü dekadlar arasında rastlanır. Altıncı ve yedinci dekadlarda da hafif bir sık1ık artışı izlenir. Kadınlar erkeklerden çok az bir farkla daha fazla bu hastalığa yakalanmaktadırlar. Beyaz ırkta diğer ırklara göce 2-5 kat daha sık görülür. Birleşik Devletler' de Crohn hastalığı, Yahudiler arasında normal popülasyona oranla 3-5 kat daha sıktır.

Morfoloji

Vakaların %30'unda sadece ince barsakta, %40'ında ince barsak ve kolonda, %30'unda sadece kolonda görülür. Ender olmakla birlikte; Crohn hastalığında, duodenum, mide, özofagus da etkilenebilir. Bu hastalık, tam gelişimini tamamladığında, (1) barsakta mukozal hasar ile birlikte, tipik transmural inflamatuar proses, (2) %40-60 hastada nonkazeöz granulomların varlığı ve (3) fistül formasyonuna da yol açan fissürler ile karakterizedir. Etkilenen barsak bölümlerinde, seroza granüle görünümünde mat gri renktedir ve sıklıkla mezenterik yağ dokusu barsağı çevreler (sarılan yağ). Barsak duvarı, muskularis proprianın ödemi, inflamasyonu, fibrozisi ve hipertrofisi nedeniyle elastik ve kalındır. Sonuç olarak, lümen hemen hemen her zaman daralmıştır. Bunun ince barsaktaki radyolojik görünümüne "tel belirtisi (string sign)" adı verilir. Bu, barsağın, hastalanmış bölümden baryumun akışı sırasındaki ince görünümüne verilen addır. Kolonda striktürler meydana gelebilir, fakat bunlar genelde daha az ağırdır.

Crohn hastalığının klasik özelliği, hastalanmış barsak bölümleri ile çevresindeki sağlam barsak arasında keskin bir sınır bulunmasıdır. Birden fazla barsak bölümü etkilendiğinde arada kalan barsak normaldir ("skim" (atlayan) lezyonlar). intestinal mukozada erken dönemde, aftız ülserlere benzeyen, fokal mukozal ülserler, ödem ve normal mukozal yapının bozulduğu görülür. Hastalık ilerledikçe, lezyonlar uzun yılansı şekilli lineer ülserler oluşturacak şekilde birleşirler. Bu lineer ülserler barsağın uzun eksenine paralel uzanırlar (Şekil 15-30). Etkilenmiş alanlar arasında kalan mukoza nispeten sağlam olduğundan, bu bölgeler kaba yapıda ve kaldırım taşı görüntüsündedirler. Mukoza katlantıları arasında sıklıkla serozaya kadar tüm barsak duvarını kateden dar fissürler gelişir. Bunlar çevre barsak segmentleri arasında yapışıklıklara yol açarlar. Fissürler çevre organlara, deriye ya da abse oluşturmak üzere kör bir kaliteye doğru fistül ve sinüs yolu oluşturacak şekilde ilerleyebilirler.

Mikroskobik incelemede, mukozada çeşitli karakteristik özellikler gözlenir . (1) epitelyum tabakasında nötrofilik infiltrasyon ve kriptler içerisinde kripto abseleri oluşturan nötrofil birikimi ile karakterize inflamasyon, (2) aktif hastalığın sık rastlanan sonucu olan ülserasyon; (3) yapısal bozukluk, atrofi, metaplazi (barsakta rudimenter gastrik metaplazi de buna dahildir) şeklinde gözlenen kronik mukozal hasar. Granulomlar, gastrointestinal kanalın herhangi bir yerinde, sadece bir barsak segmentini etkileyen sınırlı Crohn vakalarında bile görülebilir. Granulomların yokluğu, Crohn varlığını ekarte ettirmez. Hastalıklı barsak segmentlerinde, muskularis mukoza ve muskularis propria genelde belirgin olarak kalınlaşmış ve fibrozis tüm tabakaları etkilemiştir. Ayrıca, çeşitli doku tabakalarında ve kas tabakası dışındaki yağ içerisinde yaygın olarak lenfoid agregatların bulunması karakteristiktir. Uzun süreli kronik hastalığa sahip olanlarda. mukozal epitelde görülen displastik değişiklikler özellikle önemlidir. Bunlar odaksal olabileceği gibi, yaygın da olabilir ve zamanla artış göstermeye meyillidirler. Özellikle kolonda karsinom riskinin 5-6 kat artmış olmas bu displastik değişiklikler ile ilişkilidir.

Klinik Özellikler

CD çok çeşitli şekillerde kendirci gösterebilir. Ön planda gözlenen özellikler tekrarlayan ishal atakları, kramp tarzında abdominal ağrı ve günler ya da haftalar süren ateştir. Bunların başlangıcı genellikle yavaştır, fakat bazı durumlarda, özellikle genç hastalarda ağrının başlaması o kadar anidir ve ishal o kadar hafiftir ki. abdominal eksplorasyonda apandisit tanısı konulabilir.

Kolon tutulumu olan hastaların %50' sinde melena görülür. Kanama genelde hafif olsa da, bazen şiddetli olabilir. çoğu hastada ilk ataktan sonra semptomlar ve bulgular ya kendiliğinden ya da tedavi ile geriler, fakat karakteristik olarak relapslar meydana gelir. Hastaların %10-20'sinde ilk ataktan sonraki semptomsuz dönem dekadlar boyunca sürebilir. Hatta az sayıdaki şanslı hastada ilk atak son atak olur. Bunun yanında, hastaların yaklaşık %20'sinde tanı konmasının ardından aktif hastalık devranlı olabilir. Fakat hastaların çoğunda, hastalık emisyon yılları ve aktif hastalık yılları şeklinde inişli çıkışlı seyreder. Bu gidişe ek olarak, potansiyel malabsorpsiyon gelişimi ve daha önce söz edilen bazı ekstraintestinallezyonlar görülebilir. Crohn hastalığının bazı ciddi sonuçları şunlardır: (1)

Diğer barsak segmentlerine, mesaneye, vajinaya, ya da perianal deriye fistiil oluşumu; (2) abdominal abseler ya da peritonit ve (3) cerrahi müdahale gerektiren intestinal striktür ya da obstrüksiyon. Ender görülen, fakat hastanın durumunu ağırlaştıran olaylar, intestinal kanarna, kolonun toksik dilatasyonu ve kolon ya da ince barsakta karsinom gelişimidir. Kanser riski artışı belirgin olmasına rağmen, ülseratif kolitteki kanser riski ile karşılaştırıldığında daha düşüktür, ancak bu farkın hastalıkların kendisinden değil de, Crohn hastalığında etkilenen segmentin genellikle obstrüksiyon nedeniyle rezeke edilmesi sonucu kanser riskinin düşmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp