Çocukların Altını Islatması

Çocukların Altını Islatması :

Sorun aileden

Altını ıslatmanın genetik yatkınlığa dayandığını bildiren uzmanlar, anne ve babadan birisinde altını ıslatma öyküsü varsa çocukta yüzde 45, ikisinde birden varsa yüzde 77 oranında altını ıslatma sorunu yaşandığını belirtiyorlar ve aile öyküsü olan vakaların iyileşme zamanı bakımından ailelerine benzer bir seyir gösterdiğini ifade ediyorlar.

Sağlık problemi

Altını ıslatan çocukların yüzde 2-3'ünde şeker hastalığı, böbrek hastalıkları, mesane hastalıkları gibi sorunların yaşandığını da söyleyen uzmanlar, vakaların yüzde 5-10'unda altını ıslatmaya sık ve acil idrar yapma gereksinimi gibi yakınmaların eşlik ettiğini belirterek, halk arasında 'geniz eti' diye bilinen adenoid vegatosyonlu çocuklarda yüksek oranda altını ıslatma görüldüğü ve ameliyat sonrası yakınmalarının geçtiğinin gözlendiğini aktardılar.Çocuğun altını ıslatması

Altını ıslatmak

Normal olarak 2-3 yaşından itibaren çocukların altını ıslatma problemi ortadan kalkar. Bu, bazı çocuklarda 1-2 sene daha sürebilir. Ancak ilkokul çağına geldiği halde bir çocuk gündüz veya gece altını ıslatıyorsa o çocukta “Enuresis” adı verilen rahatsızlık var demektir.

Altını ıslatmanın sebepleri bazen fiziksel, bazen de psikolojiktir. Genellikle anne-babasından yeteri kadar ilgi ve sevgi görmeyen çocukların altını veya yatağını ıslattığı öne sürülür. Bazen de uykusu ağır olmak, idrar yollarında gevşeklik gibi fiziksel sebepleri vardır.

Belli bir yaşa geldiği halde geceleri altını ıslatan çocuklara, akşamları fazla sulu şeyler yedirmemek, onları geceleri birkaç defa uyandırarak tuvalete kaldırmak alınabilecek ilk tedbirlerdir.

Bir santim kalınlığında ve 10-15 santim boyunda düzgün çubukları yan yana getirip, aralarını iple hasır gibi örerek bir kemer yapmak ve yatarken bu kemeri çocuğun beline bağlamak, özellikle uykusu ağır olduğu için altını ıslatan çocuklarda faydalı olmaktadır. Bu kemer onun derin uyumasını engelleyecek ve tuvaleti geldiği zaman hissedecektir.

Uzmanlar, birçok çocukta altını ıslatmanın ergenlikle birlikte ortadan kalktığını, ancak bu dönemde de rahatsızlık düzelmezse mutlaka doktor kontrolünde uzun ve sabırlı bir tedaviye ihtiyaç olacağını belirtiyorlar.

Aşağıdaki reçeteler de altını ıslatmanın tedavisinde faydalıdır. Her gün en az iki tatlı kaşığı süzme bal yenir. Yatmadan önce bir kahve kaşığı toz günlük, bir bardak suyla içilir.

4 bardak suya bir çorba kaşığı toz günlük ve bir tatlı kaşığı dövülmüş havlıcan konur. Kaynatıldıktan sonra ince bir tülbentten süzülür. Yatmadan önce bir çay bardağı içilir.

Şu masaj da faydalıdır. Çocuk yüzükoyun yatırılır. Beli kolonya ile ovulur. Sonra belin ortası, el parmaklarıyla çekilir.

Selçuk Üniversitesi Biyofizik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhami Demirel, yurt dışında bazı ülkelerde kullanılan ancak Türkiye'de henüz yeterince bilinmeyen ve alarm düzeneğine göre çalışan cihazın, yapılan denemelerde çok olumlu sonuçlar verdiğini söyledi.

Piyasada, altını ıslatmaya karşı sıklıkla kullanılan ilaçların tedavi oranının düşük olduğunu ve yan etkileri nedeniyle dezavantajları bulunduğunu anlatan Demirel, pille çalışan ve alarm sistemi bulunan söz konusu cihazın ise herhangi bir yan etkisinin tespit edilmediğini dile getirerek, şöyle devam etti:

''Oysa bizim, eldeki imkanlarla geliştirdiğimiz bu cihazın tedavi oranı çok yüksek ve 3 ay içinde kesin sonuç verebiliyor. Pille çalışan cihaz, çocuk uyumadan önce iç çamaşırının üzerine cep içinde bağlanıyor. Islaklığa karşı duyarlı cihazın mini bir hoparlörlü ucu kulağa yakın bir yere yerleştiriliyor. Çocuk altını ıslattığında alarm devreye girerek çocuğu hemen uyandırıyor. Bu bir süre sonra bir şartlı öğrenmeye dönüşerek çocuğun altını ıslatma sorununu çözüyor.''

18 DOLARDAN SATIŞA SUNULACAK

Cihazın alarmının isteğe göre değişik seslere ayarlanabileceğini ya da cep telefonu gibi titreşimle uyarılabileceğini de ifade eden Demirel, ''Bu tamamen teknik bir konu. Cihazın fiyatı bu tür teknik donanımlara göre değişebilir. ABD'de buna benzer cihazlar 150 dolardanalıcı buluyor. Bizim ürettiğimiz kibrit kutusu büyüklüğündeki model 18 dolardan satışa sunulabilir'' dedi.

Uzun zamandır bu konu üzerinde çalıştığını anlatan Demirel, ürünü piyasaya bir yıl sonra sunacaklarını bildirdi.

Altını ıslatma hastalığının yüzde 70 oranında kalıtımsal, yüzde 30oranında da başta bel açıklığı gibi çeşitli hastalıklar, psikolojik veyetersiz tuvalet eğitimi gibi nedenlere dayandığını anlatan Demirel, çocukların en fazla 3 yaşında tuvalet eğitimini almış olmaları gerektiğini kaydetti.

Sekiz dokuz yaşlarındaki her 15 çocuktan biri de geceleri yatağını ıslatmakta. Yatak ıslatma, çocukları bluğ çağının sonuna kadar bırakmayabiliyor. Örneğin ABD'de yaklaşık 1.5 ila üç milyon kişi yatağını ıslatıyor. Bazı uzmanlara göre ise gerçek rakamlar daha yüksek. Hastalık, kızlara oranla erkek çocuklarda iki kat fazla görülüyor. Son araştırmalar gece yatak ıslatmalarının kalıtsal olduğunu belirlemiş. Ebeveynlerden birisinin böyle bir problemi yaşamış olması çocukların da benzer problemleri yaşayabileceği anlamına geliyor.

Tıptaki adıyla nokturnal enürezis'in (yatak ıslatma) sebebini belirlemek çoğunlukla güç. Psikolojik etkenler sebep olarak düşünülse de bilimsel bulgular bu teoriyi desteklemekte yetersiz kalıyor. Yatak ıslatmanın, uykunun derin ya da uykunun gürültü olmasıyla bir ilgisi yok. İdrar hacminin artışını kontrol edebilme yeteğine kavuşmak, bazı çocuklarda daha uzun süre alıyor. Şayet yatak ıslatma yedi yaşından sonra başlarsa sebep psikolojik olabiliyor.

Yatak ıslatmanın fizyolojik sebepleri ise şöyle açıklanıyor: Vücuttaki suyun tutulması sırasında vücut bir hormon salgılıyor. Bu hormon gün boyunca belli bir seviyede kalıyor. Geceleri fazla salınarak idrar üremesini azaltıyor ve uyku boyunca idrar kesesi doluluğunun düşük kalmasına yardımcı oluyor. Eğer bu hormon vücutta düşük oranda ise böbrek daha az su tutuyor ve idrar kesesi daha çok doluyor.

Son yıllardaki çalışmalar, yatak ıslatan çocuklarda gece boyunca bu hormon seviyesinin, yatak ıslatmayan çocukların aksine artmadığını ortaya çıkarmış. Bu da yatak ıslatan çocukların idrar keselerinin tutabileceğinden daha çok idrar ürettiği anlamına geliyor.


SENDE YORUM YAP!

Whatsapp