Çocuklarda Takıntı

Çocuklarda Takıntı

Çocuklarda Takıntı hakkında merak edilenler;

Çocuklarda takıntılı hallerinin neden ve belirtileri nelerdir?... Çocuklarda cinsel eğitim, çocuklarda cinsel istismar, çocukların takıntılı durumları, kalp hastalıkları ve dizanteri hakkında tüm merak ettikleriniz ve bitkisel tedavi yöntemleri bu makalemizde yer almaktadır.

Son zamanlarda gelen epostalarda en sık karşılaştığım soru çocukların takıntılarına ilişkin olunca, bu konuyu yeniden yazma gereğini duydum. Çocuklara ilişkin takıntılar, yani bilimsel adı ile obsesif kompulsif bozukluk (OKB) sıklıkla gözden kaçabiliyor. Çocuklarında bu tür bir rahatsızlık olmayacağını düşünen aileler, takıntıları çocukların 'tutturmaları' olarak nitelendiriyorlar. Oysa OKB önemli ve tedavi edilmesi gereken bir sorundur. Takıntı ya da obsesyon akla gelen, doğru olmasa bile uzaklaştırılamayan düşünceyi, kompulsiyon ise bu düşünceyi uzaklaştırmak için yapılan törensel davranışları anlatır. Çocukluk döneminde genellikle sinsi başlayan bir durum olması, çocukların olayı çok iyi tanımlayamaması ve belirtilerin çocukluk dönemi özellikleriyle karışabilir olması tanıyı zorlaştırır. Başlangıç sinsi ve uzun süreli olmasına karşın, bazen önemli bir olay tetikleyici olduğundan sanki aniden başlamış gibi algılanabilir.

TÖRENSEL DAVRANIŞLAR

Çocukluk dönemindeki bazı özellikler, hastalık belirtileriyle benzerlikler gösterir. Özellikle küçük çocukların gelişimi sırasında bazı şeyler törenseldir. Örneğin yatmadan önce yapılan birtakım davranışlar küçük yaşlarda normalken, ilerleyen yaşlarda obsesyon ve kompulsiyonlara dönüşebilir. Küçük çocuklar yatağa girmeden belli sıra izleyen bazı kurallara uyarlar. Giyinme, masal anlatımı, belli bir yerde yatma gibi. Bunlar olmayınca huysuzlaşabilirler. Ama sekiz-dokuz yaşından sonra bu düzen değişir. Ancak bu durum, hastalık belirtisi olduğunda devam eder ve herhangi biri olmadığında aşırı kaygı, olayı baştan yapma gibi belirtiler ortaya çıkar. Benzer şekilde küçük çocuklarda çizgilere basmadan yürüme bir oyundur. Erişkin dönemde ise bu bir kompulsiyon olabilir. Bu çocukluk ritüellerini kompulsiyonlardan ayıran en büyük özellik, ritüeller bir çeşit sosyalleşmeyi artırıcı, kaygıyı azaltıcı rol oynarken, kompulsiyonların kısıtlayıcı ve sıkıntı verici olmasıdır. Eğer ritüeller sıkıcı, kaygı verici ve yaşamı etkileyen hale geldiyse hastalık boyutuna ulaşmış demektir. Tanı konulurken dikkat edilmesi gereken şeylerden biri ailenin verdiği öykü ve tanımlamalardır. Aileler genellikle kompulsiyonları 'tik' olarak tarif eder. Özellikle de bir yere dokunma ya da belli hareketi tekrarlama olduğunda bu anlatım gözlenir. Oysa tik kasların istemsiz kasılmasıdır ve birbirlerinden farklı hastalıklardır. Çocukların bazı şeyleri aktarımındaki güçlükler nedeniyle de tanı için başka hastalıkların değerlendirilmesi gerekir.

TEDAVİ GEREKİR Mİ?

Çocuklarda obsesif kompulsif bozukluğun tedavisini birkaç yönden ele almak gerekir. Öncelikle aileye ve çocuğa bu hastalığın uzun süreli olacağı anlatılmalı, iyi takip ve uyum konusunda onlarla anlaşılmalıdır. Zaman zaman obsesyonların ve bunlara bağlı kompulsiyonların değişebileceği belirtilmelidir. Tedavi olmadığı takdirde erişkin dönemde devam edeceği ve gittikçe bulguların yaşamı daha etkiler duruma gelebileceğini söylemekte yarar vardır. Çocukla beraber ailenin tedaviye katılımı önemlidir. Özellikle çocuk kompulsiyonlarına aileyi katmışsa ya da aile içindeki davranışlar hastalığı artırıyorsa, ailenin de tedavide etkin yer alması şarttır. Bunun dışında çocuğun bireysel tedavisinde obsesyonları için ilaç tedavisi gerekir. Bu hastalığın oluş nedenlerinde biyolojik faktörler önemli yer tuttuğundan ilaçlar önemlidir. İlaçlar oluşabilecek ek sorunların giderilmesini de sağlar. Çocuğu destekleyici terapiler ve algılayabileceği yaşta ise davranışçı tedaviler de sorunun giderilmesinin önemli bölümleridir. Çocuklarımızda da takıntılar olabileceği, tedavi edilmesi gerektiği, tedavi edilmediği zaman sorunun büyüyebileceği unutulmamalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp