Alzheimerda Hasta Yakını Depresyonu

Alzheimerda Hasta Yakını Depresyonu : # Bizim toplumumuz için bir sayı vermeniz mümkün mü?
İdeal olarak her semtte olması lazım. Özellikle büyük semtlerin her birinde gündüz bakımevlerinin olması şart. Gündüz bakımevlerini yaşlı kreşi gibi düşünün, hani çalışan anne-babalar çocuklarını sabah götürüp bırakıyorlar, akşam alıyorlar. Gündüz bakımevi de böyle bir amaca hizmet ediyor. Herkesin doğal ihtiyaçları var. Alışverişe gitmek zorunda, bankadan para çekmek zorunda, hiçbir şey olmasa bir gün nefes almak zorunda. Aile hastasını isterse haftada bir kere getiriyor, sabah bırakıp akşam alıyor, o esnada işini gücünü yapıyor, psikolojik olarak rahatlıyor. Alzheimer hastasının tedavisinde hasta yakınının önemli bir yeri var. Onun da sağlıklı olması lazım. Diğer hastalıklardan çok farklı olarak Alzheimer sadece hastayı değil ailesini de yakından etkiliyor. Hatta Alzheimer uzmanlarının kullandığı bir deyim vardır: “Başlangıçta bir hastanız vardır, zamanla iki hastanız olur” diye. Çünkü Alzheimer hasta yakınlarının yüzde 50’si depresyon belirtileri gösteriyorlar.

# O zaman Alzheimer hastasını tedavi ederken, hasta yakınını da gözden kaçırmamak lazım.
Aynen öyle. Hem o kişinin sağlığı açısından hem de hastanın sağlığı açısından, çünkü hasta yakını depresyona girdiği zaman daha sabırsız oluyor, daha çabuk sinirlenebiliyor, hastayı kırabiliyor. Ondan sonra da vicdan azabı başlıyor, “Aslında bunu söylememem lazımdı, niye söyledim” diye. Ve böyle bir kısırdöngü başlıyor. Vicdan azabı, daha fazla duygusal yük, daha fazla depresif eğilim, bunun sonucunda daha sinirli olma gibi bir kısırdöngü olmaya başlıyor. Onun için Alzheimer uzmanlarına, hasta kontrolleri esnasında hasta yakınlarının da ruhi durumlarını sorgulamaları öğütlenir.

# Alzheimer hastalığını psikolojik, sosyal ve toplumsal olarak nereye koyuyorsunuz?
Bu hastalık hem topluma getirdiği ekonomik yük açısından, hem de işin sosyoekonomik boyutu, sıklığı, giderek yaşlanan toplumlarda daha da sık ortaya çıkacağı gerçeği açısından önemli. Etkilenen kişi ve aile boyutunda ise diğer hastalıklardan farklı, çünkü hastayı değiştiriyor, olduğu kişi olmaktan çıkartıp başka bir kişi haline getiriyor. İnsanı, kendisi yapan huyunu, karakterini, anılarını yok etmeye başlıyor. Onun için de hasta ve yakmları açısından psikolojik yükü ağır olan bir hastalık.

# Ama bütün bunlara rağmen, Alzheimer hastası ya da yakını olmak dünyanın sonu sayılmamalı değil mi?
Öyle. Çünkü işin uzmanları yardımcı olmaya çalışan diğer insanlarla beraber hem hastaların hem de hasta yakınlarının hayat kalitesini yükseltmeye, yükü paylaşmaya çalışıyorlar. Hasta yakını olarak insanın kendisini çaresiz hissetmesi, paniğe kapılması, gelecekte olabileceklerden dolayı şimdiden endişelenmeye başlaması hata olur. Sorunlar ortaya çıktığı zaman bir şekilde çözümleri bulunuyor. Onun için Alzheimer hasta yakınlarına şunu söylüyorum: “Önce şimdiye bakalım, şimdiki sorunlarınızı halletmeye çalışalım. Sizin ve hastanızın hayat kalitesini yükseltmeye çalışalım. Zaman içinde başka sorunlar ortaya çıkarsa o zaman da gerekli çözümleri birlikte bulmaya çalışırız.”

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp