Alerji Doktorları

Alerji Doktorları :

Alerji; çevremizde gün geçtikçe daha sık gördüğümüz, özellikle çocuklarda geliştiğinde anne babaları en olumsuz etkileyen hastalıklardan biri haline gelmiştir. Şu an için toplumumuzda yaklaşık her 5 çocuktan birisi alerjiktir. Bir çok anne baba sorunun nereden kaynaklandığı konusunda kafasında soru işaretleri taşımaktadır.

Alerjiyle ilgilenen bilim insanları da bu artıştan etkilenmiş ve kapsamlı çalışmalar yapmışlardır. Bu çalışmalar içinde “HİJYEN HİPOTEZİ” en ilgi çekeni olmuştur. Hijyen hipotezi alerjideki artışı bağışıklık sistemi üzerinden açıklamaktadır. Bağışıklık sistemi bir terazinin iki kolu gibi birbirinin aksi yönlerde çalışan iki farklı sisteminden oluşur. Bir kol mikroplarla savaşırken; diğer kol alerjik reaksiyonlardan sorumludur. Bağışıklık sistemi mikroplarla ne kadar çok temas eder ve o yönde ne kadar çok çalışırsa; alerjiden uzaklaşmaktadır. Tam tersine mikropla mücadele kısıtlandıkça bağışıklık sistemi alerji yönüne kaymaktadır.

MİKROPLAR VE ALERJİ

Köylerde toprakla ve besi hayvanlarıyla iç içe yaşayan çocuklarda alerji çok seyrekken; şehirlerde topraktan, mikroptan uzak steril ortamlarda yaşayan çocuklarda alerji çok daha fazla gözlenmektedir. İlerleyen tıp ve aileler bir yandan çocukları enfeksiyon hastalıklardan korumaya çalışırken diğer yandan alerjiye yatkın hale getirmektedir.
Bağışıklık sisteminde dengenin sağlanması doğum ile birlikte başlar. Normal yoldan doğan bebeklerde sezeryan ile doğanlara kıyasla alerji daha az görülmektedir. Normal doğan bebekler doğum kanalında mikroplarla temas ederek bağışıklık sistemine normal yönde ilk uyarıyı almaktadır. Sezeryan doğumda ise steril bir şekilde dünyaya gelen bebekte bağışıklık sistemi bu ilk uyarıyı almaz ve denge alerji yönünde bozulur. Günümüzde sezeryan doğumların sıklığının artmış olması artan alerji sıklığı ile ilişkili bulunmaktadır.

BESLENME

Anne sütü alerjiden koruyucu maddeler içermektedir.Son zamanlarda çalışan annelerin sayısının artması ve mama sektördeki gelişmeler, annelerin emzirme oranlarını ve sürelerini düşürmüştür. Daha az anne sütü alan bebekler ileri yaşlarında da hazır gıdaya yönelip, taze meyve sebzeyi yeterince tüketmemektedir. Bununla beraber; çocukların bilgisayar ve televizyon önünde hareketsiz bir yaşam sürmesi obeziteyi ve obezlerde daha sık görülen alerji ve astımı beraberinde getirmektedir.

EV İÇİ VE EV DIŞI HAVA KİRLİLİĞİ

Trafiğin yoğun olduğu bölgelere yakın yaşayan çocuklarda ve erişkinlerde alerjik astım daha fazla görülmektedir. Egzos dumanındaki partiküllerin alerjik hassasiyete yol açtığı kanıtlanmıştır. Günümüzde şehirde yaşamının artması alerjik hastalıkları da artırmaktadır. Alerjik astımı olan çocukların ve erişkinlerin büyük bir çoğunluğunda ev tozu akar alerjisi görülmektedir. Evlerde ve çocuk bakımı yapılan kreş ve anaokullarında kullanılan halılar, içi doldurulmuş oyuncaklar insan deri döküntüleri ile beslenen akarlar için uygun bir yaşam alanıdır. Son yıllarda çocukların sosyal gelişimi ve eğitimi açısından çok daha erkene çekilen kreş, oyun grubu katılım yaşı ev tozu akarlarıyla teması artırmaktadır. Süregelen temas, genetik yatkınlığı olan çocuklarda; bir bardağın taşması gibi bir süre sonra alerjik hastalık belirtilerini beraberinde getirmektedir.
SONUÇ OLARAK; şehirlerde ev dışı oyun alanları kısıtlanan çocuklar fazlasıyla steril ama ev tozu akarlarından, hava kirliliği ve küften zengin kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirdikçe alerji ve alerjiye bağlı hastalıkların görülme sıklığı da artmaktadır.

ALERJİ-ASTIM GELİŞİMİNİ AZALTMAK İÇİN ÖNERİLER:

1- Normal doğumun tercih edilmesi
2- Çocukların en az 6 ay anne sütü ile beslenmesi
3- Çocukların toprakla doğayla temasının sağlanması
4- Çocukların trafikten uzak açık hava oyun alanlarında fiziksel aktiviteye yönlendirilmesi
5- Hazır gıdadan kaçınılması, bol taze meyve sebze tüketilmesi
6- Sanayiden ve trafikten uzak yaşam alanlarının tercih edilmesi
7- Evlerin hava almasının sağlanması ve küfün engellenmesi
8- Ev içinde sigara içilmemesi

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp