Akromegali Tedavi Sonuçları

Akromegali Tedavi Sonuçları : • Dış görünüş değişiklikleri duraksar. Yumuşak doku büyümesi gerileyebi­ lir.

• Fosfor ve kalsiyum metabolizmasın­ daki bozukluklar geriler ya da kaybo­ lur. Kandaki fosfor düzeyi ve idrarla kalsiyum atımı normale döner. Öte yandan büyüme hormonunun plazma değerleri her zaman normale inmez. Şeker hastalığı düzelir. Ağızdan şeker yüklemesi test eğrisi normale döner ya da genellikle olumlu yönde ilerleme gösterir.

• Tümöre bağlı bulgular (kafaiçi basınç artışı, görme alanı daralması) tedavinin erken başlamasına bağlı olarak beklen­ medik biçimde geriler.

• Kalp-damar sistemini ilgilendiren yan etkiler tedavi ile gerilese de, olguların çoğunda değişmeden kalır.

• Eklem ağrıları azalır ama romatizma­ ya bağlı kemik-eklem lezyonlan devam eder.

Hipofiz çıkarılmasının suııuçıan cer­ rahi girişimden üç ay sonra klinik du­ rum, fosfor ve büyüme hormonu kan düzeyleri ve idrarda kalsiyum değerleri­ ne bakılarak değerlendirilir. Büyüme hormonunun ameliyattan sonra da yüksek olması tamamlayıcı ışın tedavisi gerektirir. Hormon düzeyi normalse ve cerrahi girişim sonrası has­ tanın genel durumu iyiyse ikinci bir te­ daviye gerek kalmaz. Öte yandan hor­ monun istenen değerlere yakın olduğu, ama ameliyat sonrası genel durumun bozuk olduğu koşullarda ışın tedavisine başvurulur. Ameliyat sonrası komplikasyonlar: Şekersiz diyabetin gelişme tehlikesi hastalık geçici olduğu için büyük önem taşımaz. Hipofiz yetmezliği kaçınılmaz bir komplikasyondur. Girişimden sonra sık aralarla yinelenen tahlillerle denetlen- melidir. Gene de bu komplikasyonun çok az geliştiği bilinmektedir. Bu du­ rumlarda destekleyici hormon tedavisi (tiroit, böbreküstü bezi ve üreme hor­ monlarının verilmesi) gereklidir. se akromegalinin ortaya çıktığı ileri sü­ rülür. Ama bu tanım yeterince doğru değildir. Çünkü, akromegali epifız kı­ kırdakları kapanmadan da gelişebilir ve büyüme kıkırdak kapanmasından sonra da sürer. Devlikte kas gelişimi ön planda ve iskelet gelişimi ile uyum içindedir. Bu kişiler çok kuvvetlidir. Ama zamanla güç kaybı ve halsizlik görülür.

Aynı du­rum eşey organlarında da gözlenir. İlk evrelerde son derece iyi işlev gören bu organların etkinliklerinde sonraları azalma görülür (hipogonadizm). Hasta­ nın başlarda enerjik ve girişken olan ruhsal kişiliği de zamanla durgun, ilgi­ siz bir hal alır. Bu gelişim hipofiz dev- liği ve akromegali arasındaki benzerlik­ lerden biridir. Aynca ön hipofiz tümörü ya da hiperplazisi (hücre çoğalması) her iki hastalığın en belirgin ortak yö­ nüdür. Bu hastalığın klinik tiplerinden ye­ rel devlikte yalnız bir bölge ya da belli bir bölgenin yalnız bir doku tipi büyü­ me gösterir. Hipofıze bağlı devlik ile önük (haremağası, köse) devliğini ve özellikle yapısal devliği karıştırmamak gerekir. Yapısal devlik, iskelet gelişi­ minin uyumlu olması, akromegalide olan değişikliklerin görülmeyişi ve cin­ sel gelişimin kusursuz olması ile hipofi- ze bağlı devlikten ayrılır. Hipofize bağlı devliğin gidişi, bu bezde gelişerek hipofizi yıkıma uğra­ tan ve genel hipofiz yetmezliğine yol açabilecek tümörün varlığına bağlıdır.

Bu hastalarda verem gibi hastalıkların da yaygın olması nedeniyle yaşam beklenti süresi özellikle kısadır. Akro­ megalide olduğu gibi, devlikte de altta yatan neden, ön hipofizin aşırı çalışa­ rak fazla miktarda büyüme hormonu salgılamasıdır. Devlik ve akromegali arasında sıkı bir bağlantı vardır. Hipo­ fize bağlı devlik hastalarının yüzde 40'ında akromegalideki dış görünüş değişikliklerine rastlanır. Akromegali hastalarında ise hipofize bağlı devlik belirtilerinin oranı yüzde 20'dir. Böy- lece devliğin, büyüme çağında akro- megaliye uyduğu; akromegalinin ise büyüme çağından sonra ortaya çıkan bir devlik çeşidi olduğu söylenebilir. Başka bir deyişle, aynı nedenlerin farklı yaşlarda iki farklı hastalığa yol açtığı görülmektedir. Bu yaklaşım gü­ nümüzde kabul görmekle birlikte, dev­ lik olmadan seyreden çocukluk çağı akromegali olguları olduğu da unutul­ mamalıdır. Devlik en sık 12-18 yaş arası geli­ şir. Bugüne değin, hipofize bağlı devli­ ğin tedavisi ne yazık ki, başarılı sonuç vermemiştir. Değişik tedaviler arasında hipofizin ve tümörün bütünüyle çıkarıl­ ması en yararlı yöntem gibi görülmek­ tedir. Akromegalide belirttiğimiz olum­ suz sonuçların varlığına ve tam iyileş­ me elde edilememesine karşın, cerrahi girişim hastanın rahatlaması için büyük umutlar verir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp