Aids'te Cinsel Tacizin Etkileri

Aids'te Cinsel Tacizin Etkileri : Bazı cinsel şiddet mağdurları diğerlerine göre olayın etkileriyle çok daha çabuk baş edebilirken bazı mağdurlar uğradıkları travmatik olayın etkilerini yaşamları boyunca taşırlar. Cinsel taciz sonrasında mağdurun yaşı, gelişimsel olgunluğu, mağdurun ulaşabileceği sosyal destek sisteminin varlığı / yokluğu, saldırganla yakınlığı- ilişkisi, olayın sıklığı, şiddeti, süresi, olayın gerçekleştiği yer, şiddetin düzeyi, yaralanmanın olması, mağdurun olayla ilgili değerlendirmenin yapılması için gittiği veya gönderildiği karakolda polisin taciz olayına ve mağdura yaklaşımı, tıbbi değerlendirmenin yapıldığı yerdeki tıbbi personelin yaklaşımı- tutumu, görüştüğü savcının tutumu, çıktığı mahkemedeki hakimlerin tutumu, sevdiklerinin tutumu, adalet sisteminin tepkisi, toplumun değer yargıları- tutumu ve travmatik olayın cinsel taciz mağduru için anlamına göre tacizin etkileriyle ve baş etme şekilleri farklılaşır (Koss & Harvey, 1991).

A-Fiziksel etkiler: Acı, ağrı, yaralanma, bulantı, kusma -başağrısı, kanama, düşük

B-Duygusal/psikolojik etkiler:Şaşkınlık, inkar, kızgınlık, tedirginlik, depresyon-sosyal geri çekilme donukluk, duyarsızlık, kabuslar, olay tekrar oluyormuş gibi hissetme (flashback)-unutkanlık, dikkatini yoğunlaştırma zorluğu, cinsellikten kaçınma, iğrenme ve cinsel isteğin ve ilginin azalması, uyum bozukluğu, güvenlik kaybı, suçluluk, utanç, intihar ve ölüm düşünceleri, alkol- madde kullanımı, kendine zarar verme davranışı (kesme, yakma ve benzer şekillerde canını acıtma, (Bryer ve ark, 1987)

C-Fizyolojik etkiler: Aşırı uyanıklık, tedirginlik, uykusuzluk, abartılı korkma refleksi (sıçrama), yeme bozukluğu,Tecavüz ve cinsel istismar sonrası en sık görülen ruhsal hastalıklar olarak Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), Depresif Bozukluklar, Kaygı Bozukluğu, Somatoform Bozukluk ve Madde-alkol Bağımlılığı sayılabilir.Amerikan Ulusal Kadın Çalışmalarına göre tecavüz mağduru her üç kadından biri yaşamlarının bir döneminde tecavüze bağlı TSSB geliştirmektedirler (1 992). TSSB, doğal afet, taciz, savaş gibi etkili bir travmatik yaşantıdan sonra gelişen kronik anksiyete, depresyon, flashback lerle karakterize bir ruhsal hastalıktır. TSSB korku, duygusal donukluk, kabuslar, takıntılı düşünce ve kızgınlık gibi psikolojik sıkıntıyı içine alır. Bu belirtiler olaydan bir ay sonra ortaya çıkabileceği gibi aylar hatta yıllar sonra bile görülebilir. Mağdur aynı zamanda saldırgandan korku, aşağılanmışlık duygusu, utanç, kendini suçlama gibi duygulardaÖzellikle uzun süreli evli olan kadınların kendilerini tek eşli ve risk altında görmemesi ve hastalık için korunma düşünmemesi ilk akla gelen nedenler arasında olmalıdır.yaşamaktadır. Eğer saldırı tanıdık biri, akraba, arkadaş, aile üyesi tarafından gerçekleştiğinde güven duygusu kaybı mağdur için önemli bir konu olarak ortaya çıkmaktadır. Cinsel tacizin duygusal etkileri yaşanan, özellikle çocuklukta yaşanan her taciz mağdurda duygusal ve fiziksel olarak yaşam boyu derin izler bırakabilir. Fiziksel ve cinsel tacizin bir arada olduğu durumlarda ruhsal etkiler artar (Herman ve ark, 1989). Tekrar eden saldırı durumlarında mağdur kendini ve ortamını değiştirme denemelerinde başarısız olduğunda güçsüzleşir ve bunu hiçbir koşulda değiştiremeyeceğinin umutsuzluğu ve çaresizliğini öğrenir. Çocukluklarında cinsel tacize uğramış kadınlar 1/3 'ü yetişkinliklerinde cinsel kötü muamele gördüklerinden şikayetçi olduğu bildirilmektedir (Moeller ve ark 1991).

HIV enfeksiyonları ve cinsel travmalar:
Günümüzde HIV enfeksiyonları giderek artmakta olduğu için bu bölüm genel olarak CYBH lar için değil AIDS ve HIV + özel durumu için sınırlanmıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalar HIV enfeksiyonları ve AIDS’in en hızlı arttığı grubu kadınların oluşturduğuna işaret etmektedir. AIDS, özellikle üreme çağındaki kadınlarda önde giden ölüm nedenlerinden biridir. AIDS daha ağırlıklı olarak kentlerde yaşayan düşük gelirli kadınlar arasında yaygındır. Bu gruptan olan kadınların hayatı sadece yaşamı tehdit eden hastalıklara değil aynı zamanda her türlü strese ve travmaya açıktır (Kimerling 1999, Melendez 2003).Kadınlarda artma nedenlerine ilişkin tartışmalar süregitmektedir. Özellikle uzun süreli evli olan kadınların kendilerini tek eşli ve risk altında görmemesi ve hastalık için korunma düşünmemesi ilk akla gelen nedenler arasında olmalıdır. Bu konu ile ilgili yeterli çalışma olmamakla birlikte, Türkiye örneğinde, cinsel konuların ve sorunların buarada evlilik dışı ilişkilerin konuşulmaması tutumunun eşler için de çok yaygın bir davranış olduğunu biliyoruz (Yüksel 2001, Sezgin 2003). Kadınlar arasındaki artışın bir diğer nedeni olarak farklı sosyo-ekonomik risk etkenlerine dikkat çekilmektedir. Farklı araştırmalar, çocuklukta cinsel taciz ve erişkin devrede cinsel ve fizik tacizlere maruz kalan kadınlar arasında HIV enfeksiyonunun daha yüksek oranda olduğunu göstermektedir.

Amerikan Ulusal kadın çalışmalarına göre tecavüz mağdurlarının % 40'ı tacizin sonucu olarak HIV taşımaktadır (Melendez 2003). Aslında bu ilişki çift yönlü olup HIV enfeksiyonu taşıyan ve taşımayan kadınlar kıyaslandığında enfeksiyon olan kadınların cinsel travma deneyimlerinin daha yüksek olduğu görülmektedir.Bu ilişki farklı nedenlerle açıklanabilir. Bunlardan ilki, çocukluk çağında, erken devrede, cinsel tacizin yaşanmış olması kişinin daha sonraki devrelerde kendini koruma davranışını bozduğu için güvenli olan ve travmatik -tehlikeli olanın ayırt edilmesini zorlaştırarak HIV ve diğerCYBH'lara riski arttırır. Fizik taciz ve HIV ilişkisine ilişkin daha az çalışma vardır. Ama bu konuda önemli ipuçları bulunmaktadır. Fizik taciz ve AIDS konusunda çalışan, Amoro'nun (1 995) işaret ettiği gibi fizik şiddete maruz kalmaktan korkan kadınlar eşlerinin cinsel ilişki teklifini şiddete uğramaktan korkarak kabul etme eğiliminde olup koruma uygulamayı düşünmez veya önerdiği taktirde zarar göreceği endişesini taşırlar. Ayrıca, eşlerinin başka partnerleri olduğunda onlara itiraz etmeleri veya kondom kullanmak için İsrar etmeleri de korkuları nedeniyle zor olur.Cinsel şiddet kişinin rızası ve kontrolü dışında yaşanır daha doğrusu çok kere kişiye rağmen onun bedenine uygulanır. Kontrol edilemeyen bir cinsel yakınlık CYBH bu arada HIV için riskli olup kişinin enfeksiyonlarının bulaşmasına karşı bir önlem alması mümkün olamaz. Fizik şiddet içeren veya zorla yaşatılan cinsel ilişkilerde HlV'in bulaşma olasılığını artar. Bu tür deneyimleri olan kadınlarda zorla uygulanan vaginal ilişkide yırtık ve zedelenmeler virüsün geçmesinikolaylaştırır. Yapısı itibariyle zedelenmeye daha açık olduğu için tüm anal ilişkiler virüsün geçişi için riskli olmakla birlikte kadın ve erkeklerde zorlayarak uygulanan anal ilişkiler de risklidir (WHO 2002).

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp